Üniversite hayatındaki içmimar ve mimar adaylarına ALTIN tavsiyeler
“Üniversite hayatı içmimar adaylarının sektöre attığı ilk ve en büyük adımdır.”
İster istemez üniversiteden mezun olduktan sonra “keşke şöyle yapsaydım” dediğimiz birçok şey oluyor. Çünkü geçmişin verdiği tecrübe ile geriye baktığımızda en küçük kusurlar bile fark edilmeye başlanıyor.
Ben üniversitemden mezun olduktan sonra “keşke şunlara daha çok dikkat etseydim” dediğim en önemli şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum. İstiyorum ki; bu önemli adım için kimse geç kalmasın.
Hangi bölüm olursa olsun; üniversite hayatı ile mezun olduktan sonraki iş hayatı birbirinden çok farklıdır.
Öncelikle üniversite hayatındaki o “sorumsuzluk” rahatlığını iş hayatında unutun. “Sorumsuzluk rahatlığı” diyorum çünkü aşağı yukarı her öğrenci “yaparsam kendime, yapmazsam da kendime” düşüncesi ile sonucuna katlanabileceği kararı kendisi veriyor. Kendinizi sınıfta bırakma kararına sahipsiniz, fakat iş hayatında projeyi kafanıza göre bırakma şansına sahip değilsiniz. Hatta ve hatta bazen “parası neyse geri vereyim” deseniz de sorumluluklarınızı yakanızdan atamazsınız…
Gelin siz bunları demeden, elinizdeki büyük şansın farkına varın!
İşte size ALTIN değerindeki TAVSİYELERİM:
– Üniversite hayatı bir içmimar adayının en önemli sektöre hazırlık sınavıdır. Buradaki hazırlıklarınızın mezun olduktan sonraki hayatınızı etkileyeceğini unutmayın.
– Hocalarınız en büyük ve en değerli müşterilerinizdir. Masanızın ise en değerli ofisiniz olduğunu sürekli hatırlayın.
– İyi bir analist olun! Projelerinize başlamadan önce tüm verileri toplayın ve hem müşterinizin hem sizin nelere ihtiyaç duyabileceğinizi iyi analiz edin.
– Projelerinizi hazırlamadan önce ve hazırladıktan sonra nasıl bir dil kullanarak projenizi karşı tarafa aktarmanız gerektiğini iyi analiz edin. KULLANILAN KELİMELER VE İFADELER BÜYÜK ÖNEM ARZ EDER.
– Yaptığınız her projenizi en iyi şekilde müşterinize (hocanıza) sunacak şekilde hazırlayın. Bir işinizin, diğer bir işinize referans olacağını sakın unutmayın.
– Üniversite hayatınızda hazırladığınız bir her proje, mezun olduktan sonra profesyonel hayatınızdaki en büyük referansınız olacağını asla aklınızdan çıkartmayın.
– Eğitim hayatınızın başından sonuna kadar, kendinizi profesyonel hayatta hayal ettiğiniz firma olarak adlandırın. Siz bir birey değil; bir firmasınız!
– Bir firma olarak; tasarımlarınız, tüm müşterilerinizi (hocalarınızı) kendinize hayran bırakacak şekilde hazırlanmış olsun. Olsun ki; bir sonraki tasarımlarınız için merak uyandırsın.
– Fakültedeki tüm içmimar adaylarının rakip firmalarınız olduğunu unutmayın. Centilmen bir rekabetiniz olsun. Öteleyen değil, paylaşımları ile saygı duyulan biri olun.
– Hocalarınızın EN DEĞERLİ müşteriniz olduğunu kesinlikle unutmayın! Onlara pazarlamayı başarabileceğiniz her proje, iş hayatınızdaki projelerin pazarlanması için çocuk oyuncağı olacaktır.
– En değerli müşteriniz olan hocalarınızın, aynı zamanda en tehlikeli(bilinçli) müşteriniz olduğunu ve ona göre hazırlanmanız gerektiğini unutmayın. Neticede müşterisi oldukları yüzlerce içmimar adayının mezun olabileceğine onlar karar veriyorlar!
– Olabildiğince hocalarınızın tecrübelerinden faydalanın. Onlarınızın müşteriniz olduğu kadar aynı zamanda yardımcı melekleriniz olduğunu unutmayın!
– Her projenizi saklayın. Proje süreçlerindeki tecrübelerinizi not edin. Böylece hazırlayacağınız bir sonraki projede karşılacabileceğiniz problemleri minimalize etmiş olursunuz.
– Ne olursa olsun, yapacağınız en ufak şeyleri ciddiye alın. Tasarımlarınız için hazırladığınız en ufak detayların size büyük problemler çıkartabileceğini unutmayın.
– Her tasarımınızı uygulayacakmış gibi tasarlayın. Uygulama esnasında karşınıza çıkabilecek riskleri ve sorunları mutlaka hocalarınızla değerlendirin.
– Eğer yapabiliyorsanız (ki çok büyük faydasını görürsünüz!) hazırladığınız tasarımların uygulaması için hangi firma, kişi veya kişiler ile iletişime geçeceğinizi araştırın. Eğer bu konuda bir sıkıntı yaşıyorsanız mutlaka hocalarınız ile bu durumu istişare edin!
– Hocalarınızın isteklerine KESİNLİKLE kızmayın! (Bu hatayı hepimiz yapmışızdır belki de…) ÇÜNKÜ MÜŞTERİLERİNİZİN İSTEKLERİNE KIZMA GİBİ BİR ŞANSINIZ YOK!.. Ne istiyorlarsa yapmak durumundasınız.
– Kalitenizden ödün vermeyin. Eğer üniversite hayatınızda ödün vermeye başlarsanız, emin olun mezun olduktan sonra da bu böyle devam edecektir.
– Her işinizi en iyi şekilde yapmaya çalışın. Bu hem sizi motive eder, hem de başkalarının size duyduğu güveni arttırır. (Aşırı şekilde kendinizi yüklenmeniz durumunda bu durum ters tepecektir. Gerektiği kadar değer ve önem verin.)
– Jüriler, müşterilerinizin biten projenizi değerlendirmek için yanında getirdiği yakın akraba ve dostları ile karşılaşmanız demektir. Sizi zorlayacak kişiler, müşterinizden çok yanında getirdiği kişiler olacaktır!..
– Jürilerde aldığınız taktirler, aynı zamanda müşterinizin tekrar sizinle çalışmak isteyeceği ve size güvendiği için ipleri daha çok elinize vereceği anlamına gelir. Bunu suistimal etmeyin.
– Mezun olurken, geçmişinizde iyi bir mazi bırakın. Geçmişinizde bıraktığınız her olumlu mazi, aynı zamanda geleceğinizin de teminatı olduğunu unutmayın…
Evet, aklıma geldikçe yazdım. Eğer siz de yorum kısmına tecrübe ve önerilerinizi yazarsanız, bu yazıyı zenginleştirmiş olursunuz.
Eğer bunları uygularsanız, hem üniversite hayatınızın, hem de üniversite hayatınızdan sonraki profesyonel hayatınızın başarılı geçeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Maalesef zamanında bunları uygulamadım. Fakat keşke uygulasaydım. Hem her şey daha eğlenceli olur, hem de profesyonel hayata adım atarken bu kadar zorlanmazdım. Yukarıda söylediklerimi uygulamanız, mezun olduktan sonraki boşluğa düşmenizi engelleyecektir.
Siz siz olun, ne kendinizi, ne müşterilerinizi, ne de geleceğinizi küçümsemeyin…
Başarı, başarıyı getirecektir. Verdiğiniz değerin karşılığını hayatınız boyunca misli ile alacaksınızdır…
Yeni eğitim hayatında tüm içmimar adaylarına başarılar dilerim.
Eşref Zeki PARLAK
Y. İçmimar
il******@es*************.com
Ellerinize sağlık
çok teşekkür ederiz. Gerçekten çok dikkat edilmesi gereken hususlar
güzel bilgiler için teşekkürler .
aynı şey mimarlar içinde geçerli, böyle mütevazı, tavsiyelerle dolu bir paylaşım yaptığın için teşekkür ederiz, keşke yıllar önce böyle bir yazı okusaydım diyorum
Biz mimarlar ve içmimarlar her zaman şehre yön veren aydın insanlar olmalıyız. Bu yönde paylaştığınız faydalı bilgileriniz için teşekkürler..
Henuz yolun basindayim verdiginiz bilgiler icin tesekkur ederim :))
Ne yazikki bende uygulamiyorum aksine sinirleniyorum isim degisince demekki bunları uygulamak lazım bundan sonra tesekkurler
Bence en güzel tavsiye çevren yoksa iç mimar olma!!!iç mimarlar odası haklarını koruyamıyor,buna rağmen üye olmanı bekliyor…peyzaj mimarlarına tanınan hakkın binde biri sana tanınmıyor…kısacası bir yıl daha hazırlan bölümden arkana bakmadan kaç arkadaşım
Haklarini koruyamiyor buna rağmen uye olmani istiyor derken neyi kastettiniz? Ben de mimarlık istiyorum bu sene sinava gireceğim ama aklim karisti
Güzel derlenmiş, hakikaten altın değerinde bilgiler içeren ve yol gösteren bir yazı, ellerine sağlık. Ben de, benzer konuyu endüstri ürünleri tasarımı için 5 başlık altında toplamıştım. Mesleğin önemi, üniversite hayatı, iş hayatı vb… İlgilenenlerle paylaşmak isterim;
http://www.karakalem.info/endustriyel-tasarim-size-uygun-bir-meslek-mi/
Erasmus programları hakkında da bilgi verebilirmisiniz