Osmanlı coğrafyasının manevi mimarı ve 7 rakamının sırrı
Osmanlı Coğrafyası’nın manevi mimarlarından Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri 1331 yılında Kayseri’de doğmuştur.
Başta Hacı Bayram-ı Veli olmak üzere birçok talebe yetiştiren Somuncu Baba Hazretleri 1412 yılında Malatya’nın Darende ilçesinde vefat etmiştir.
Türbesi Somuncu Baba Külliyesi içerisinde yer almaktadır. İşte kubbelerin üstadı olarak bilinen fotoğraf sanatçısı Cemil Şahin’in gözünden Somuncu Baba Türbesi Kulliyesi ve Es Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı’nın eşsiz fotoğrafları…
(Derleme: Ferhat Esnek)
Yıl 1399
Niğbolu Savaşı’na bir şükür nişânesi olarak yaptırılan Bursa Ulu Cami’nin inşaatı tamamlanmış ve açılış günü gelmiştir.
Cuma günü yapılan açılış programında Padişah Yıldırım Bâyezid Han, ilk hutbeyi damadı Emir Sultan Hazretlerinin okumasını ricâ eder.
Manevi hallere vâkıf olan Emir Sultan Hazretleri “Sultanım! Bu beldede benden daha âlim kimseler vardır, zamanın büyüğü burada iken bana vaaz etmek düşmez. Bu şeref halkın Somuncu Baba dediği, Şeyh Hâmid’e aittir.” diyerek Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretlerini işaret eder.
Yüksek tevazu sahibi Somuncu Baba, elbette devlete olan saygısından dolayı halkın önünde Sultanı redd etmez. Sırrının fâş olmasının Mahcupluğu ile ayağa kalkan Somuncu Baba, hutbeye çıkar ve Fatiha Suresinin tefsirine başlar.
Öyle ki Fatiha Suresinin işâri tefsirini yapıp 7 farklı şekilde açıklar. Onun büyük bir veli ve âlim, ayrıca hem zâhir, hem de bâtın ilimlerine vakıf olduğu bu vaaz ve hitâbetiyle açıkça ortaya çıkar.
Somuncu Baba’nın hutbesi Bursalıları derinden etkilemiştir. O günden sonra herkes Somuncu Baba Hazretlerinden bahsetmektedir. O ise “Şöhret Âfettir” düstûrunca talebelerini de almış Bursa’dan ayrılmıştır.
Talebeleri ile birlikte daha önce de yaşadığı Aksaray’a gelir.
Talebelerinin meşhurlarından Hacı Bayram-ı Veli’yi irşâd vazifesiyle Ankara’ya görevlendiren Somuncu Baba Hazretleri, oğullarından Yusuf Hakiki Baba’yı da Aksaray’a görevlendirir ve diğer oğlu Halil Taybi ile birlikte Hac vazifesi için Kutsal Topraklara giderler.
Hac dönüşü Somuncu Baba Hazretleri hayatının son günleri için inzivaya çekileceği Malatya’nın gül kokulu beldesi Darende’ye teşrif eder.
Son günlerinde burada Tohma çayının kenarına yapmış olduğu çilehanesi ve kurmuş olduğu dergâhı ile hizmetlerini sürdürür. Nihayet 1412 yılında burada vefat eder.
Cenaze namazını Hacı Bayram-ı Veli hazretleri kıldırır ve Darende’de halvethanesinin bulunduğu yere defnedilir.
Zamanla O’nun soyundan gelen evlatları ve talebeleri O’nun miras bıraktığı hizmetlerini devam ettirirler. Somuncu Baba Hazretleri döneminde halvethane olarak kullanılan bu ilim merkezi vefatından sonra sevenlerinin ziyaret edeceği bir Külliye’ye dönüşür.
Külliye’nin hizmetleri ve de ziyaretçilerin ibâdetlerini daha rahat yapabilmeleri için Cami’nin ihtiyaçları Somuncu Baba’nın evlatları önderliğinde yapılır.
Somuncu Baba Hazretlerinin soyu Darende’de oğlu Halil Taybi Hazretleri ile yaşamaya devam eder. Hz.Peygamber(sav)’in neslinden gelen evlatlarına büyük önem veren Osmanlı Devleti, gönderdiği fermanlarla O’nlara ve hizmetlerine destek olur.
Somuncu Baba’nın soyundan gelen Hâtip Hasan Efendi(ks) Cumhuriyetin ilk yıllarında Cami İmam-Hatîbi olarak görev yapar.
Örnek ve önder bir şahsiyet olan Osman Hulusi Efendi Somuncu Baba Camii’nin imâr ve ihyâsı için çeşitli dernekler kurar ve Camii’nin restorasyon faaliyetlerini yürütür.
Çeşitli derneklerin başkanlığını bir arada yürüten Hulusi Efendi, hizmetlerin tek bir çatı altında toplanması gayesiyle Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı’nı kurar.
1986 yılında kurulan Vakıf başta Somuncu Baba Camii olmak üzere Darende genelinde bulunan çeşitli Camilerin bakım ve onarımının yanısıra eğitim ve sosyal alanlarda da faaliyet göstermeye başlar.
Osman Hulusi Efendi 1990 yılında vefat eder ve Somuncu Baba Camii’ne defnedilir. O’nun vefatından sonra Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı Genel Başkanlığına oğlu ve halefi Hamid Hamidettin Ateş Efendi geçer.
1990 yılından itibaren Hulusi Efendi Vakfı önderliğinde Somuncu Baba Camii’nde imar ve ihya faaliyetleri yeniden başlar. Öncelikle Cami’yi yukarıdan tehdit eden kaya parçası alınır. Ardından aslına uygun olarak Cami yeniden restore edilir.
Hazire bölümü, balıklı kuyular ve türbe kısmında yapılan yeniliklerle manevi havasının yanısıra mimari görünümü ile de dikkatleri çekmeye başlar.
Türbe bölümüne yapılan restorasyonun ardından ziyaretçilere daha iyi hizmet verebilmek için zaman içerisinde ek camii, yeni camii, müze ve kütüphane birimleri ile bu nadîde mekan bir Külliye’ye dönüşür.
Somuncu Baba Hazretlerinden 6 asır sonra bu güzel mekanın Külliye’ye dönüştüğü gün açılışı bir Cuma günü yapılır ve ilk açılış hutbesi Somuncu Baba Hazretlerinin 25.Kuşaktan torunu Es-Seyyid Hamid Hamidettin Efendi tarafından okunur.
Hamid Hamidettin Efendi tıpkı ecdâdı gibi Fatih Suresi ile açar câmiyi. Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi olarak günümüzde ziyaretçilerine hizmet veren Külliye yerli ve yabancı binlerce misafir tarafından ziyaret edilmekte, manevi havası ve dikkat çeken mimari özellikleri ile ziyaretçilerini etkilemektedir.
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretlerinin türbesinin bulunduğu bölümdeki Cami 4. Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid Han dönemi eseri olup kare planlı özelliktedir. Yapı, trompların teşkil ettiği yedigen bir kasnak ile kubbeyi taşır.
Birer tane doğu ile batıya, iki de kıbleye açılan tavan pencerelerine ek olarak kubbe kasnağından yedi yüzeyde, şevli pencereler bulunmaktadır.
7 RAKAMININ SIRRI
Kubbe üzeri yedigen piramit çatı ile örtülüdür. 7 rakamının sırrı; Fatiha Suresi’nin 7 ayetten oluşması, Somuncu Baba’nın Bursa Ulu Camii’nde okuduğu hutbede Fatiha Suresi’ni işâri/manevi olarak 7 farklı şekilde açıklaması, aynı zamanda göğün ve yerin 7 kat olması, haftanın 7 güne bölünmesi, dünyanın 7 günde yaratılması bu temele dayanır.
Somuncu Baba ve oğlu Halil Taybi Hz’nin kabirleri bu kubbenin altındadır. Müteakip asırlarda doğu ve kıble tarafa ilave edilen kemerli sahnlar, ahşap düz örtü ile son cemaat mahalli ise kıbleye meyyal çatı ile kapatılmıştır.
Türbe arkasında çıkan memba kaya suyunun, cami içerisinde bulunan kayadan oyma kanalla kapı girişinin sağında doğal şadırvan lüleleri ile aktarılan mekân estetik açıdan dikkat çekicidir.
Minberdeki Lihye-i Saâdet, Mehmet İzzet Paşa tarafından İstanbul’dan Darende’ye hediye edilen iki Sakal-ı Şerif’ten birisidir.
Somuncu Baba Camii’nde tarih boyunca özenle saklanan ve nesilden nesile aktarılan bu kutsal emanet dinî bayramlar ve mübarek gecelerde ziyarete açılmakta ve bu manevî atmosferden tüm ziyaretçiler istifade etmektedirler.
İç mekânda bulunan Cehar-i Yâri Güzîn levhaları, yekpare hazırlanmış mihrabiye ayeti, Osmanlı tarzındaki kandil ve avizeler ortamın güzelliğini derinleştiren estetik unsurlardır.
Osmanlı döneminde padişahlar tarafından gönderilen tarihi fermanlar ve Somuncu Baba Hazretlerine ait silsile tarihi bilgiler ışığında Somuncu Baba Hazretlerinin hayatını yansıtmaktadır.
Artan ziyaretçi sayısına bağlı olarak Türbe kısmına ek olarak yapılan Ek Cami bölümü 2002 yılında hizmete girmiştir. 13×13 kare planlı, tarihî ve manevî dokuya uygun olarak inşa edilen ilave caminin cemaat giriş yeri ayrı olarak düzenlenmiştir.
İlave camide çatı işçiliğine ayrı önem verilmiş ve bunun için Güney Afrika’dan getirilen sapella ağacı kullanılmıştır. Tefrişat da, tarihî dokuya uygun olarak düzenlenmiştir.
Birincisinden ayrı olarak yapılan Yeni Cami’nin inşaatı ise 2009-2013 yılları arasında tamamlanmıştır. Tarihî ve manevî dokuya, sanat ve estetik anlayışa uygun olarak yapılan Yeni Cami 625 metrekaredir.
Külliye ise bu Yeni Camii ile birlikte toplam 6.000 metrekarelik alanı kapsamaktadır. Kapalı alanı 3.000, açık alanı 3.000 metrekaredir. Kapalı alanda 5.000, açık alanda 5.000 olmak üzere Külliye toplamda 10.000 kişi namaz kılabilecek kapasitededir.
Selçuklu-Osmanlı mimarî özelliğini gösteren Yeni Cami ve taç kapıda Mardin taşı kullanılmıştır.
Bu ise Osmanlı-Selçuklu motif ve kültürel özelliğini yansıtmaktadır. Avlu taban kaplamasında Bursa Kemal Paşa Beyazı kullanılmıştır ki, bu da Kâbe-i Şerif’in açık alanını hatırlatmaktadır.
Yine Selçuklu-Osmanlı mimarî tarzı olarak pencerelerin küçük olması içeriye loş bir ışık huzmesinin girmesini sağlamış böylece yapılan ibadette ayrı bir feyz ve huzur ortamı oluşturulmuştur.
Selçuklu ve Beylikler Dönemi figür/üslup özelliği taşıyan mihrap, minber ve kürsünün çok güzel el işleme figürleri ve ahşap sanat anlayışı ile tek yapıda çözülmesi Yeni Cami’ye ayrı bir güzellik katmıştır. Aydınlatma ve ses sistemleri ise günümüz modern anlayışıyla yapılarak Selçuklu-Osmanlı tarzı ile birleştirilmiş güzel bir ahenk/üslup oluşmuştur.
İslâmî geleneğe uygun olarak abdesthanelerin Hamidiye Çarşısı’nda yapılması ise bizlere düşünce inceliği ve nezaketinin zirvede olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda Külliye’ye ve Huzura abdestsiz gidilmemesinin inceliğini ifade etmektedir.
Yeni Cami’nin iç ve dış yapısındaki sadelik ise kültür tarihimizin izlerini yansıtırken tarihimizin güzelliklerini günümüz anlayışıyla bizlere göstermektedir.
Yeni Cami’nin tavanı ahşap işçiliği ile muhteşem bir tarzda yapılmıştır. Yeni Cami’nin tavanı Selçuklu-Osmanlı kültür sanatının temel figürlerinden biri olan her köşesinde İslâmî açıdan bir mana barındıran üst üste gelecek şekilde ve tavan merkezinden dışa doğru büyüyen 8 köşeli 5 adet yıldızdan oluşmaktadır.
Toplam 40 yıldız köşesi bulunmaktadır. 40 rakamı manen kırkları ve kırk büyükleri ifade etmektedir.
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in 40 yaşında peygamber olduğu, malın 40’ta birinin zekât olarak verildiği, Hz. Yunus (a.s.)’ın balığın karnında 40 gün kaldığı bilinmektedir.
Ayrıca 8 rakamı Cennetin sekiz kapısı, 5 rakamı İslâm’ın 5 şartı gibi manevî değerleri ifade etmektedir.
Yeni Cami; mihrabı, minberi, mahfili, halıları, avlusu, şadırvanı, taç kapısıyla ana bina ile bir bütünlük gösterirken çatı yüksekliği olarak Yeni Cami yüksek, Orta Cami biraz daha yüksek, ana kısım/türbenin bulunduğu bölüm ise en yüksektir ki bu maneviyattaki saygıyı ve değeri bizlere ifade etmektedir.
Somuncu Baba Tanıtım Merkezi Müzesi ve Kütüphanesi
Somuncu Baba Camii’nin Külliye dönüşme aşamasında Caminin alt kısmına inşâ edilen Somuncu Baba Tanıtım Merkezi Müzesi ve Şeyh Hamid-i Veli Kütüphanesi de Külliye ziyaretçilerinin dikkatlerini çekmektedir.
Öyle ki Somuncu Baba Tanıtım Merkezi Müzesi Kültür Bakanlığı kayıtlarına göre 485 bin ziyaretçi ile İstanbul’daki müzelerin birçoğunu geride bırakarak Türkiye genelinde “En çok ziyaret edilen 4. özel müze” unvanını almıştır.
Ülke genelinde, 39 ildeki 173 özel müzenin içerisinde 4. olan Somuncu Baba Darende Tanıtım Merkezi Müzesi’nde; tarihten günümüze gelen eşyalar, fotoğraflar, paralar, haberleşme araçları, ahşap malzemeler ve mutfak malzemeleri bulunmaktadır.
Müze, ziyaretçilere geçmişten günümüze özlemli zamanlar yaşatmaktadır.
Ülkemizdeki tarih ve kültür mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması faaliyetlerine katkıda bulunmak gayesiyle; Vakıf tarafından restorasyonu yapılarak ziyaretçilerin hizmetine sunulan Somuncu Baba Külliyesi türbe bölümü, yeni cami bölümü, müze ve kütüphanesiyle, mimari ve estetik görünümü ve manevi havası ile her yıl yerli ve yabancı binlerce misafir ağırlamaktadır.