Tam 2 yıl 4 gün önce
21 şubat 2014
All Design, 3. Yaratıcı Endüstriler Fuarı ve Tasarım Konferansları ; konuşmacılarının ,mekanın ışık tasarımları kadar görkemli olduğu bir organizasyona ev sahipliği yapıyordu. Konuşmacılar arasında Karim Rashid, Gamze Güven , Mario Botta ve Ayşe Birsel vardı. Konuklardan biri de sponsorlu biletim ile ben ,Ayşe Birsel’i ilk kez o gün tanıyor ,yıllar sonra ise o iki günlük programdaki en etkili konuşmacı olarak hafızama kazıyordum.
Ayşe Birsel tekrar gündemde. 2 sene önce “Sevdiğin Yaşamı Tasarla” cümlesi ile giriş yaptığı ve tüm sunumunun temelini oluşturduğu bu cümle , ABD’den sonra Türkçe olarak Optimist yayınları aracılığı ile bu ay okurlarıyla buluşan kitabının adıdır (Design the Life You Love/ Sevdiğiniz Yaşamı Tasarlayın) . 20 dakikalık sunum büyümüş, içi sketchlerle doldurulmuş, yer yer kitapta okuyana çizmesi,tasarlaması,yazması için boşluklar bırakılmış, 256 sayfa üstüne kıpkırmızı bir kapakla kaplanmış,raflarda yerini almış..
Ayşe Birsel, ABD ‘da en yaratıcı bin insan listesi arasına giren, New York’ta BİRSEL+SECK tasarım ofisini eşi Bibi Seck ile yöneten ,ürün tasarımcısıdır. Kendisi ülkemizin güzel üniversitesi ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümünü birincilikle bitirmiş ,Fulbright bursuyla New York Pratt Institute’da yüksek lisansını yapmıştır.Türkiye’ye önemli tasarım konferansları ,bienaller aracılığı ile gelmektedir ve şanslı iseniz benim gibi konferans aracılığı ile kendisine ulaşıp dinliyebiliyorsunuz. Ya bu şans yoksa ? Ayşe Birsel sunumunun ardından ,bilgilerini konferanslarına gelebilen insanlarla sınırlamayıp , daha büyük kitleye ulaştırmayı amaçlayıp böyle bir kitap çıkarmış ki yine şanslısınız.
Konferansında şunu sormuştu tüm dinleyenlere “hayattaki amacınızı bir cümle ile ifade edebilir misiniz?” . Daha sonra tasarım sürecine yaklaşma prensibi olan “yap-boz” sitilini kendi hayat planı üzerinde de uyguladığını skeçleriyle ifade etmişti. Şöyle cevap vermişti “ 10 sene evvel bu soruya ben şöyle cevap verdim, benim hayattaki amacım kendi hayatımı tasarlamak.” Ve hayat tasarımını ,sadece tasarımcıların yapmaması gerektiğini tüm herkesin yapabilceğini,yapması gerektiğini hayatın bizim en önemli projemiz olduğuna inandığını belirtmişti.
Tasarım disiplininden ,mimarlık ,peyzaj, aydınlatma ,ürün, mobilya diye uzayan giden liste içinden onlarcasından birinin bir dalından tutunmuş harıl harıl çalışırken ya da henüz o disiplin için tasarım adayı olup okul projelerini yapıyor jüriler için sabahlıyorken, neden tasarlamaya hayatımızdan başlamayalım ? Ya da tasarım içermeyen bir sektörde; bankacı olup vezne başında, ev hanımı olup evimizde , “bizim kafamız tasarıma değil rakamlara basar diyen “mühendis aklı ile mesleğimizin icap ettiği ofis ortamında olsak da şu tasarım işine el atmalıyız sanki . Konu “kendi hayatımız” ise bir yerden başlamalı. Hızla değişen ve sık sık sürüklendiğimiz hissine kapıldığımız günümüz dünyasında kendimiz için daha anlamlı bir hayatı tanımlama ve tasarlama görevi yine bize düşüyor.Ayşe Birsel ‘in kitabından ilham ,bilgi alabiliriz. Kendisinin son sözü ile yazımı tamamlıyorum.
“Tıpkı bir tasarım probleminde olduğu gibi; hayatımızda da zaman, para, yetenekler, yer gibi pek çok çetrefilli kısıt mevcut. Her şeye birden sahip olamayız. Ama daha fazlasını istiyorsak, yaratıcı düşünmemiz gerekiyor – bunun yolu da tasarım odaklı düşünceden geçiyor.”
Not: Alldesign 2014 konferansında yaptığı konuşmasını buldum. İzliyebilirsiniz,buyrun:
https://www.youtube.com/watch?v=ehhJE2Ua9_w
