Interactive Architecture Lab ekibinin araştırmacıları ve tasarımcıları, doğa ve insan arasındaki etkileşimi incelemişler ve doğanın yapay zekayla buluşması sonucu, ortaya yarı bahçe / yarı makine olarak işleyen bir sistem çıkmışlar. Bu sistemin adı;Hortum Machina B. Hem teknolojik bir araştırma hem de sanatsal bir proje olan Hortum Machina B, toprak ve yeşil doku anlayışımızı yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.
Buckminster Fuller’in mimari üretimlerinden esinlenerek tasarlanmış olan bu jeodezik küre, bir dış iskelet ve kürenin merkezinde bulunan on iki bahçe modülünden meydana geliyor. Endemik bitkilerden oluşan bu seçki, dışa doğru açılan bir sistem üzerine yerleştirilmiş.
Bitkilerin güneşe yönelimi gibi ilkel bilişsel fonksiyonlarını robotik bir sisteme işleyen bu elektro-fizyolojik çalışma; bitki modüllerinin hareket etmesini sağlıyor. Bitkilerin çevresel etmenlere verdiği tepkiyi algılayan ve buna göre koşullanan motor, modüllerin dışa doğru açılmasını ve kürenin merkez ekseninin kaymasını sağlıyor. Bu sayede küre, yeni konumuna doğru yol almaya başlıyor.
Yapılı çevre ve doğa arasındaki gerilimli ilişkiyi incelemeyi amaç edinen Hortum Machina B projesi, yakın gelecek için yapay zekayla kurgulanan sistemlerin küçük bir örneğini bizlere gösteriyor. Ekip de mimarlığın sürekli statik bir üretim olduğu düşünmekte… Bu yüzden bu fikirden yola çıkmış ve yapı ile yeşil doku arasında kurulan sabitlik ilişkisini sorgulayıp yaşayan yeni çözümler kurgulamış. Hortum Machina B; çevresel etkileri algılayabiliyor ve bunlara göre tepki veriyor.
Kaynak:http://www.hafelegateway.com/