Günümüzde yapılan binaların niteliksizliğine, emsalsiz ölçekte yapıların birbiri ardına yükseldiğine, görülmemiş bir şekilde hızla abartılı şehircilik, dönüşüm projelerinin üretildiğine bakıp bu ülke hakkında umutsuzluğa düşmemek elde değil. Bu ülkeden hiç mi kayda değer bir yapı çıkmıyor dediğimizde tabii ki göz ardı edemeyeceğimiz, insanı heyecanlandıran yapılar mevcut. İşte bunlardan bir tanesi, bir dönem ders alma şerefine eriştiğim pek kıymetli hocam Doç. Dr. Sevinç HADİ ve eşi Şandor HADİ’yle beraber tasarladıkları Milli Reasürans T.A.Ş Kompleksi.
Günümüz ünlü mimarlarından Cem Sorguç, Hasan Çalışlar, Yavuz Selim Sepin, Vedat Tokyay gibi isimlerde Türkiye’deki kayda değer yapılar sorusuna ”Nişantaşı Milli Reasürans Kompleksi” cevabını vererek, 1985 yıllarında başlanılan projenin aslında ne kadar ”yaşayan bir yapı” olduğunu göstermeye yetiyor. Gelelim yapının neden bu kadar ”başarılı” olduğu kısmına;
Yapının bulunduğu Nişantaşı semti bildiğiniz üzere ticari hayatın ve konutların olduğu oldukça yoğun bir yer. Bitişik ve yüksek yapıların daralttığı sokakların arasına sıkışmış oradan geçen çoğu insanı bir süreliğine durdurmaya yetecek bir yapı olarak tanımlanıyor Milli Reasürans Kompleksi. 1985-1988 yılları arasında bir yarışma sonucu 1. seçilen Sevinç Hadi ve Şandor Hadi’nin beraber tasarladıkları proje, 1987-1992 yılında hayat buluyor. Hadi çifti, bu sıkışık yapı dokusu içinde ihtiyaç olan ofis mekânlarını havaya kaldırarak, dar caddede müthiş etkili bir boşluk, bir nevi eyvan yaratabilmiş. İki sokak arasına sıkışmış bu yapı zemin kotundaki dükkanlar sayesinde dâhiyane şekilde üçüncü sokak işlevi de görmekte ve günün her saati canlı bir kamusal hayatı barındırmakta. Mimarlığı, mekanların arasında kalan boşluğun tasarlanması üzerine kurgulamış bu yapı, Türkiye’nin modern mimarlık tarihinde önemli bir yere sahip. Tescillenmiş bu yapıyı umarım koruyabilmeyi başarabiliriz.
Fotoğraflar: Arkitera Mimarlık Merkezi
