RSG İç Mimarlık | “Sanatı, yaşam alanına entegre ederek sunmayı amaçlıyoruz”

0 3.533

semih-guven-didem-guven

Bize biraz kendinizden ve RSG İç Mimarlık ofisinin kuruluş hikâyesinden bahseder misiniz?

S.G. : RSG İç Mimarlık, R. Semih Güven tarafından 2002 yılında kurulmuş olup, 2007 yılında Didem Güven’in ortaklığı ile mesleki pratiğine devam etmektedir. Markalı konutlar ve satış ofisleri, özel konut, ofis, turizm işletmeleri, çok amaçlı sosyal mekanlar, sağlık yapıları gibi alanlarda iç mimari tasarım ve uygulama projelerini profesyonel bir mimari kadro ile yürütüyor. Merkezi İzmir olmak üzere İstanbul ofisinde de hizmet vermektedir.

Farklı bir meslek düşünceniz oldu mu hiç?

D.G. : Mesleğimizi severek gerçekleştiriyoruz. Farklı bir iş kolu seçmek zorunda olsaydık, yine yaratıcığın etkili olduğu bir alan tercih ederdik.

Mesleğe ilk başladığınız günlerden bugüne tasarım anlayışınızda (yaklaşımınızda) neler değişti?

S.G. : Her süreçte olduğu gibi baştan sona olgunlaşarak; birçok kaynak, gözlem ve tecrübe ile beslenerek güçlendiğini söyleyebiliriz. Detayların hakimiyeti, köklenen insan ilişkileri ve her yeni proje ile oluşan yeni kurgular bu sürecin getirileri.

Tasarım felsefenizden bahseder misiniz? İyi bir tasarımın en önemli kriterleri nelerdir sizce? 

S.G. : Gerçekleştirdiğimiz tasarımların insan odaklı olmaları; kişilerin en yararlı kullanımları gözetilmesi sebebiyle en önemli kısmın onları dinlemek olduğunu söyleyebiliriz. Bir projenin koşullarını, olmazsa olmazlarını iyi irdelemek önceliği oluşturuyor; mekan tüm bu gereklilikler çerçevesinde şekillenirken tasarım kimliğini tüm detaylarda korumak ise bir o kadar önemlidir.

Birlikte çalışan ortaklar olarak,  projelere yaklaşımınızı ve tasarım sürecinizi anlatır mısınız?

D.G. : Projelerimizde müşterilerimizin isteklerini gerçekleştirmek, hedeflediğimiz ve yerine getirdiğimiz bir unsur olduğundan bilgi alma ve analiz etme aşamaları bizler için önemlidir.  Tasarım sürecinde, koşullara ve ihtiyaçlara uyumlu, özgün bir çalışma sunarken tecrübelerimiz ile proje için gerekli iyileştirmeleri gözetir ve uygularız.

Ekibinizde kaç kişi yer almaktadır? İş bölümünü neye göre ayarlıyorsunuz?  

D.G. : Ekibimiz alanında yetenekli ve özverili 13 profesyonelden oluşuyor. Farklı birçok alan ve ölçekte çalışmalar gerçekleştirdiğimiz için iş bölümümüz uzmanlık alanları ve iş kapsamına göre uygulanıyor.

Yeni bir projeyi şekillendirirken hangi aşamalardan geçiyorsunuz? Süreç nasıl ilerliyor?

S.G. : Proje süreci aslında fikirlerin, beklentilerin paylaşıldığı ilk görüşmede başlıyor. Projenin sağlıklı gelişimi için gerekli tüm bu veriler ile mekanın teknik özelliklerinin analiz edilmesi ardından,  oluşturulan proje kimliği ile mekan yeniden yapılandırılıyor. Bunu takiben ise gerekli teknik ve görsel çalışmalar tamamlanarak müşterilerimize sunuluyor.

Birçok farklı projeye imza atmış bir firmasınız. Bunların dışında henüz gerçekleştirmediğiniz gönlünüzde yatan özel bir proje var mı?

S.G. : Konuttan otele, avm den sağlık yapılarına birçok farklı tipolojide projeye imza attık zaten. Toplum hizmetine sunulmuş; içerisinde sosyal ve sanatsal aktivitelerin gerçekleşebileceği; kişilere dinlenme, deneyimleme, paylaşma imkanı veren bir kültür kompleksi tasarlamayı da çok isteriz.

Türkiye’deki iç mimarlık anlayışı ile yurtdışındaki iç mimarlık anlayışını incelediğimizde nerede olduğumuzu düşünüyorsunuz ?

S.G. : Türkiye’nin dünyanın birçok ülkesine kıyasla iç mimarlık alanında iyi bir noktada olduğunu söyleyebiliriz. Tasarımlarda çağdaş bir çizgi izlense de yine de; ilk görünüş, gösteriş, göze hitap gibi kavramların etken olduğunu gözlemleyebiliyoruz.

Genç mimar adaylarına başarılı bir kariyer için neler önerirsiniz?

S.G. : Araştırmacı ve meraklı kalmalarını, kendileri için hedef belirlemeleri ve bunun için odakta kalarak çalışmalarını öneririz.

Ofisinizin ‘Yeşil Tasarım’ anlayışına bakışı nasıl? Bu konuda projeleriniz de araştırma ve geliştirmeye yönelik çalışmalar yapıyor musunuz?

D.G. : Sürdürülebilir nitelikte tasarımlar gerçekleştirmeyi, tasarımlarda doğal malzemelere yer vermeyi RSG iç mimarlık olarak önemsiyoruz. Projelerimizin kriter uygunluğu içerisinde yapılara bu anlamda değer ve işlev kazandırmak gözettiğimiz en önemli unsurlardan birisi. Türkiye koşullarında ise bu tasarım çalışmalarının maliyet odaklı yürütüldüğünü  ve yeşil tasarım ilkesinin kriterler arasında ön sıralarda tutulmasının zor olduğunu gözlemliyoruz

Bizimle paylaşmak üzere seçmenizi istesek farklı, sizi en çok yansıttığını düşündüğünüz proje ya da projeleriniz nelerdir? Bunların tasarım süreçlerini bizimle paylaşır mısınız?

S.G.: Gerçekleştirdiğimiz projelerde müşterilerimizin hayal, beklenti ve istekleri; müşterimiz kurumsal bir oluşum ise vizyonu önemli olduğundan, her bir proje farklı bir kimlik ve kurgu sergiliyor ve tüm bu çalışma onlara hizmet edecek şekilde hazırlanıyor. Ancak projelerimizde detaylar, tasarım kimliğinin bütünlüğün korunması, dengesi gibi unsurlarda Rsg İçmimarlık’ın imzasını izlemek mümkün.

Ödül aldığınız projelerinizi tasarım süreçlerinden bahseder misiniz biraz?

D.G. : Kalekent Satış Ofisi projemiz İtalya, İngiltere ve Amerika’dan aldığımız ödüllerle başarısını ispatlamış,  diğer çalışmalarımızdan farksız bir süreç sonucu, aynı özveri ile ortaya çıkan bir çalışmamızdır. Satış ofisleri, genel olarak hizmet süreci bitiminden sonra dönüştürüldükleri için, daha kompakt ve küçük hacimlerde çözümlenirken, bu projemizde tanımlanan hacim bizlere üzerinde çalışabileceğimiz çok daha büyük bir alan sundu. Karşılama ve bekleme alanları, çocuk oyun alanları gibi sosyal alanlar, geniş bir maket alanı, sunum ve ofis birimleri gibi birçok alan oluşturuldu. Proje müteahhitlerinin yenilikçi bir vizyon sahibi olmaları; gerek tasarım gerekse tasarımda kullanılan malzemeler anlamında beklentileri bizler için artı değer olmuştur. 

AVM iç mekan tasarımlarında son trendler neler?

S.G. : Zamanın çok değerli olduğu bir dönemde yaşıyoruz, dolayısıyla kişilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri perakende alanları oluştururken aynı zamanda çeşitli aktiviteler, dinlenme alanları ve sosyal mekanların da sunulduğunu gözlemliyoruz. Görsel açıdan akılda kalıcı ve göze hitap eden tasarımların öne çıktığını söyleyebiliriz. Dekoratif havuzlar ile su kullanımına, ana hacim boşluklarından sarkıtılan konsept çalışmalar gibi nüanslara yer veriliyor. Dijital görseller ve reklam panoları gibi unsurlar teknoloji ve elektroniğin etkisinde artış olduğunu gösteriyor.

Güncel AVM projelerinizden bahsedebilir misiniz?

S.G. : Aralık 2016’da Zonguldak ilinde hizmet vermeye başlayacak olan Zonguldak Westa Life güncel projelerimizden. Doğal form ve malzemelerin iç mekan tasarımında ön plana çıkarılarak, alışveriş merkezlerinin alışılagelmiş kapalılık etkisinin elimine edildiği bir perakende deneyimi sunmayı amaçlıyoruz bu projemizde.

Geçmişten bugüne avm /alışveriş yapılarının tasarım anlayışında neler değişti? Bu değişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

 D.G. : Perakende sektöründeki rekabet unsurunun iç mekan tasarımlarındaki yaratıcılığı tetiklediğini söyleyebiliriz. Daha farklı, göze çarpan, akılda kalıcı etkilerin hakim olduğunu; ihtiyaçların karşılanıp terk edildiği mekanlardansa içlerinde daha fazla vakit geçirilebilecek alanlar tasarımlarının ön planda olduğunu gözlemliyoruz.

S.G. : Ayrıca  zamanın çok değerli olduğu bir dönemde yaşıyoruz, dolayısıyla kişilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri perakende alanları oluştururken aynı zamanda çeşitli aktiviteler, dinlenme alanları ve sosyal mekanların da sunulduğunu gözlemliyoruz.

rsg-ic-mimarlik-westa-life-5

rsg-ic-mimarlik-westa-life-2

rsg-ic-mimarlik-westa-life-3

 

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.