İkiDerece Mimarlık | Tasarım da küçük detaylar büyük farklara yol açar!
Bize biraz kendinizden ve ofisinizin kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?
E. E : Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İç Mimari ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun olduktan sonra sektörün önemli firmalarında ve bireysel olarak mimari ve iç mimari alanlarında, profesyonel anlamda tecrübe edindik. 2007 yılında, iki meslektaşımızın dahil olduğu bir ekiple ilk firmamızı kurduk. 2013 yılından itibaren çalışmalarımızı iki ortak olarak, İki Derece Mimarlık adı altında sürdürmekteyiz.
Y. P. : İki Derece Mimarlık olarak, İç Mimari ve Mimari tasarımda yenilikçiliğin peşini bırakmayan, kalıplaşmaya karşı bir anlayışı benimsiyoruz. Her yeni projeyi, kendi içerisinde yeni bir başlangıç olarak değerlendiriyor, bakış açılarımızı, güncel akımlarla ve müşteri beklentileriyle bütünleştirerek çalışmalarımızı ortaya çıkartıyoruz. Mimari konsept proje tasarımlarımızda, bulunduğu çevrenin dili ile örtüşen ve aynı zamanda şehrin silüetine değer katan yapılar ortaya çıkartmayı hedefliyoruz. Tasarımlarımızın uygulamaya paralel ve olması gerektiği şekilde yapıya dönüşmesi ilkesiyle, proje uygulamalarını ve proje yönetim hizmetini de tüm gerekleri ile yerine getiriyoruz.
Mimarlık/ iç mimarlık eğitimi almadan önce veya sonrasında farklı bir meslek düşünceniz oldu mu ?
E. E . : Lise yıllarımda heykeltıraş olmak istemiştim.
Ofisiniz ismi ve ofis felsefeniz hakkında neler söylemek istersiniz ?
E. E. : 2 Derece algılanması küçük bir açı olarak kabul edilebilir. Hiçbirimizin önemsemediği bu küçük açı sıfırdan başlayarak çok büyük aralıklardaki ölçülere sebep olur. Mesleğimiz ile ilgili olarak kısaca küçük detayların ne kadar büyük farklara sebep olduğunun ifadesidir. Anlatmak istediğimiz ise tasarımın sorumluluk gerektirdiğidir. Fark edilemeyen detaylar kurguyu bozar ve işlevsizleştirir.
Y. P. : İki Derece benim için öncelikle çözüm bulmayı, yenilikçi, fonksiyonel, düşünsel ve anlamlı olmayı ifade ediyor. Her zaman sadık kalıp, iyi hizmet sunmayı ve güven vermeyi hedeflemek gerektiğini vurguluyor. Farklı insanların ortak bir frekansta buluşmasının verdiği gücü ve değişken bakış açılarının önemini anımsatıyor. Takım olmayı ve hedefe ulaşmayı ifade ediyor. Serbest çizgileri seven bir kişi olmama rağmen, ufak hataların can sıkıcı olduğunun her zaman bilincindeyim. Bu nedenle her karar net ve doğru olmalı. Hataların ve doğru kararların iki derecelik farkı göz ardı edebildiğinde tasarıma keyif katması gibi, bu dokunuşların devamlılığının başarısızlıkla sonuçlanabileceği de kaçınılmaz bir gerçek.
Ekibinizde kaç kişi yer almaktadır? İş bölümünü neye göre ayarlamak tasınız?
E. E. : Ekibimiz 9 kişiden oluşmaktadır. Ekip arkadaşlarımız ile yüklenilen sorumluluktaki heyecanları ve becerileri doğrultusunda iş paylaşımı yapmaktayız.
Yeni bir projeye başladığınızda nasıl bir süreç izliyorsunuz?
E. E. : Her projenin başlangıcında sorunları ve soruları vardır. Bizim ilk başta bu soruları ve sorunları iyi tespit etmemiz gerekmektedir. Doğru sorulan bir soru cevaba en kısa yolla ulaşmayı sağlayabilir.
Y. P. : Tasarımlarımızın özellikle özgün fikirler olması en temel kriterimiz. Bu süreçte de tasarımlarımızın mekan ile uyumu ve gerekliliği de çok önemli. Mekan içerisinde yapılan imalatların tümünün görsel bir şölen sunmasından ziyade bir fonksiyonu yerine getirmesi esas amacımız. Böylelikle yaptığımız tasarımlar daha akıcı bir şekilde ortaya çıkıyor. Mekanların kendi ihtiyaç ve fonksiyonlarının değişken olması da farklı tasarımlar yaratmamıza zemin yaratıyor.
Tasarım da en önemli kriter veya kriterler nedir ? Günümüzde tasarım süreci tamamen bilgisayar ile bütünleşti fikrine katılıyor musunuz? Ofisinizde El çiziminin kullanıldığı bir alan bulunmakta mıdır?
E. E. : Tasarımda en önemli kriter; bütünü görmek ve parçaya inmek yani parçadan bütüne, bütünden parçaya ulaşmak. Bu bakış açısı ile tasarım kurgulanırken sağlamasını yapıyor ve yanlış yollara sapmadan ilerleyebiliyoruz. Bilgisayarların hızımızı ciddi bir biçimde arttırdığı sonucunu göz ardı edemeyiz. Teknoloji ilerledikçe kaçınılmaz olarak bilgisayarlar daha da vazgeçilmezimiz olacaktır. Sayısal grafik ile oluşturulmuş bir çizgi ile insan sinir ve kas sisteminden uzanan kalemin ucunda sonlanan duyguyu vermesi şu an mümkün gözükmüyor. Bilgisayarda aynı çizgiyi hiç değiştirmeden milyonlarca kez oluşturabilirken kalem ile sadece bir kereliğine eşsiz bir çizgi çizmiş oluyorsunuz. El çizimi yapabilmek için bir alana ihtiyaç yoktur bence. Küçük bir defter ve kalem ile ofisin veya dünyanın herhangi bir yerinde elektrik ihtiyacı olmadan çizim yapılabilir. Bu tasarımcının özgürlüğüdür.
İç Mimarlık / Mimarlık mesleği ülkemizde gerekli ilgiliyi görebiliyor mu? Bu mesleği tercih eden meslektaşlarınıza ne söylemek istersiniz?
E. E. : Mesleki açıdan birçok eksikliğimiz halen devam etmekte. Haklarımızın korunması ve toplumda köklü bir yer edinmek için daha yolun başındayız. Tüm meslek erbaplarına düşen ciddi sorumluluklar vardır. Bizler doğru, dürüst ve başarılı olduğumuz taktirde mesleğimizin toplumdaki konumunu koruyup daha da ileriye götürebiliriz. Bu koşul tüm meslek gurupları için geçerlidir bence. Mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımıza tavsiyem; kendilerini geliştirmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi ve araştırmayı hiçbir zaman bırakmasınlar.
Y. P. : Bilinçli müşteri kitlesinin oluşumu gün geçtikçe artış göstermekte ve bu artışın zaman içerisinde daha da iyiye gideceğini düşünüyoruz. Bunun en büyük göstergesi de projelerin başındaki, kontrol için anlaşılmış olan mimarlardan ziyade fikirleri için çalışılan tasarımcı sayısının artması ve tasarımcıların özgün işler ortaya koymalarına olanak sağlanmasıdır. Ekmeği ustasına yaptırmanın doğru olduğunu kabul eden fırın sahiplerinin çoğalması bizi mutlu ediyor.
Sizce ’’İş alabilmek için çevre olmadan olmaz ‘’ algısı hangi ölçüde geçerlidir?
E. E. : 15 yıl önceki gibi bir sosyal çevre günümüde artık geçerli değil. Tasarımcılar kendilerini göstermek, çalışmalarını kişilere aktarabilmek için uzun gayretler sarfetmeden, sosyal medyayı ve interneti kullanarak dünyanın öbür ucundaki insanlara kadar ulaşabiliyorlar. Bu iletişim gücü başarılı bir tasarımcıyı istediği çevreye çok kısa bir süre içerisinde ulaştırabiliyor.