Anıtkabir’in Mimarisi Ne Anlatıyor?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, ölümünün 80. yılında saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Ankara Anıttepe’de (eski adıyla Rasattepe) bulunan Atatürk’ün mozolesi için uygun bir tasarımın seçilmesi, Türk hükümetinin düzenlediği ve 1 Mart 1941’de duyurulan uluslararası bir mimarlık yarışması ile şeklini aldı. Katılımcıların hem Mustafa Kemal Atatürk’ü hem de Türk milletini mimari olarak temsil etmeleri isteniyordu.
Son başvuru tarihi 2 Mart 1942 olarak belirlenen yarışmada 50 civarında proje sunuldu. Jüri, ön eleme sonucunda 8 projeyi finale bıraktı ve bu sekiz projeden birincilik ödülünü almak üzere üç proje seçildi: Johannes Krüger, Arnaldo Foschini ve Emin Onat-Orhan Arda’nın projeleri. Anıtkabir yarışma jürisi projelerden hangisinin inşa edileceğine dair son seçimi TBMM’ye bıraktı ve 7 Mayıs 1942 tarihinde, Türk mimar ekibi Emin Onat ve Orhan Arda’nın tasarımının kazandığını açıkladı.
Anıtkabir’in yapımında, beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanıldı. Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonları vs kulenin iç duvarlarında Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen beyaz travertenler kullanıldı. Siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, sarı travertenler ise zafer kabartmaları, şeref holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanıldı.
Anıtkabir’in genel mimarisi Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arasındaki “II. Ulusal Mimarlık Dönemi” olarak adlandırılan dönemin özelliklerini yansıtıyor. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır, Anıtkabir de bu özelliklere uymaktadır.1944 Ekim’i ile 1953 Eylül’ü arasında dört aşamada gerçekleşen 150 bin ton ağırlığındaki Anıtkabir, heykellerinden süslemelerine, kulelerinden kabartmalarına kadar pek çok özel anlamlarla yüklü. Anıtkabir’e ilk olarak 26 basamaklı görkemli bir merdivenden çıkılıyor. Bu 26 basamak, Kurtuluş Savaşında Atatürk’ün ordularının Dumlupınar ve Kocatepe’deki uzun muharebelerin ardından artık ülkenin büyük kısmını kontrol altına aldıkları 26 Ağustos 1922 tarihini temsil ediyor. Tarih Kurtuluş Savaşında üstünlüğün işgal kuvvetlerinden Türklere geçtiği dönüm noktasını temsil ediyor. Merdivenlerin tepesinde her iki yanda Türk sanatçı Hüseyin Özkan tarafından yapılmış heykel gruplarında solda erkek, sağda kadın heykelelr bulunuyor. Bir asker, bir köylü ve bir öğrenciden temsil eden erkek grubu savunma, üretim ve eğitimi simgeliyor. 2 kadın Türkiye’nin bereketli topraklarını simgeleyen bir başak çelengini iki yanından tutuyor ve soldaki kadın sağ elindeki kabı göğe doğru tutarak Atatürk için Tanrı’dan rahmet diliyor. Ortada duran üçüncü kadın ise eliyle yüzünü kapatmış ve sessizce ağlamakta, ulusun Atatürk’ün ölümünden duyduğu acıyı ifade ediyor. Merdivenin iki yanında Anıtkabir idarecilerinin kule olarak adlandırdığı birer taş pavyon bulunuyor ve bu yapılar anıtın mimari süslemeyle ilk karşılaştığımız yerler. Detaylarda Selçuklu tarzı mukarnas saçaklar, payanda kemerler, gülbezekler, ve kuş evleri bulunuyor. Kulelerin piramit yapıdaki çatıları ile tepelerindeki bronz mızrak uçları, Türkiye kırsal bölgesinde ve Orta Asya’da bugün hala bulunabilen Türki göçebe çadırlarını çağrıştırıyor. Anıtkabir kompleksinde girişteki merdivenlerin iki yanında yer alan iki kulenin dışında sekiz kule daha bulunuyor. Bunların her biri Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir temayı temsil ediyor. Kulelerin iç duvarlarına Atatürk’ün kuleye ismini veren temayla ilgili sözleri yazılı. Kulelerin tavanları, abidenin başka yerlerinde de tavanlarda ve zeminde görülen soyut Türk kilim desenleriyle süslenmiş. Kadın ve erkek heykelleri arasından geçip bu ilk iki kuleyi gören ziyaretçi aslanlı yol adlı törensel yola giriliyor.Ziyaretçileri Atatürk’ün huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 metre uzunluğundaki yolda, 24 arslan heykeli “24 oğuz boyunu” bulunuyor ve aslanların çift olması “birlik ve bütünlüğü”, kedi gibi yatar pozisyonda olmaları ise “barışseverliği” temsil ediyor. Aslanlı yolun taşları, Ata’nın huzuruna çıkanların “başının öne eğik” olması için 5 santimlik çim boşluğu bırakılarak döşenmiş.
Tören meydanından şeref holüne çıkan merdivenlerin her iki yanında Zühtü Müritoğlu’nun “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” eseri ve İlhan Komana ait “Sakarya Meydan Muharebesi” kabartmalar bulunuyor. Bu kabartmaların Atatürk’ün mozolesindeki işlevi, ziyaretçiye onun Kurtuluş Savaşındaki liderlik rolünü hatırlatmak. Merdivenlerin ortasındaki hitabet kürsüsünde Türkiye Cumhuriyeti anayasasının ilk cümlesi: “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” yazılı. Hitabet kürsüsünden ayrılıp merdivenlerden şeref holüne doğru çıkarken Atatürk’ün en ünlü konuşmalarından ikisi olan Gençliğe Hitabe ve Onuncu Yıl Nutku sütunların arkasındaki duvara altın harflerle kazınmıştır. Kitabelere kazınmış bu konuşmalarla Atatürk’ün gömüt yerine girmek üzere olan ziyaretçilere Türk ulusu, Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı ve Atatürk’ün tüm bu süreçteki rolü hatırlatılmaktadır.
Holün en uzak ucunda Atatürk’ün büyük mermer lahdi, kocaman bir pencere ile çerçevelenmiş olarak durur. Lahit Adana yakınlarındaki Osmaniye’den getirilmiş 40 ton ağırlığında yekpare bir kırmızı mermer bloktan oluşuyor. Atatürk’ün naaşı aslında lahdin hemen altında yer alan kümbet benzeri sekizgen mezar odasında gömülü olduğu için bu mermer kütle onun bedeninin bir simgesi. Zeminin altındaki asıl mezarda Atatürk’ün naaşının üstünü örten mütevazı bir mermer levha, etrafında da 81’i Türkiye’nin vilayetlerinden, ikisi de Türkiye dışından gelen toprakla dolu olan toplam 83 pirinç vazo bulunmaktadır. Atatürk böylelikle gerçek anlamda vatan toprağıyla sarmalanmıştır.
Arkitekt Dergisi’nin 1943 senesi 1 ve 2 nolu sayılarında, yarışma ve sonuçları hakkında detaylı bilgi verilmiş, işte dereceye giren projeler:
Birincilik Ödülü: Mimar Emin Onat ve Orha Arda
Mimar Arnoldo Foschini ProjesiY. Mimar H. Kemali Söylemezoğlu , Kemal Ahmet Aru ve Recal Akçay Projesi
Mimar Giovanni Muzio Projesi Y. Mimar A. Handan ve Feridun Akkozan ProjesiMimar Guiseppe Vaccaro ve Gino Franzin’in Projesi
Gerçekten de seçilen tasari digerlerinden açik ara önde. Sanki ilahi bir güç bu tasarim için ilham saglamis.