Margo Interior: “Bakıldığında fark yaratan mekanlar tasarlamayı seviyoruz”

0 5.409


img_0454

Bize biraz kendinizden ve Margo Interior ofisinin kuruluş hikâyesinden bahseder misiniz?

T. I. : İstanbul ve İngiltere’deki öğrencilik yıllarımı kapsayan keyifli, bana tasarıma ve hayata dair birçok şey kazandıran akademik eğitimimi tamamladıktan sonra İstanbul’a döndüm. İç mimari ve mobilya tasarımı ile ev tekstili konularında farklı firmaların tasarım bölümlerinde çalışarak sektöre girdim. Edindiğim deneyimlerin sonucunda kendi kimliğimi ve markamı oluşturmak üzere Margo’yu kurdum.

Bu alanda eğitim almadan önce veya sonrasında farklı bir meslek düşünceniz oldu mu?

T. I. :Öncesinde aslında pek olmadı. Çocukluk dönemim dahil olmak üzere hep yaşadığım ve girdiğim, mekanların bana neler hissettirdiğine çok önem vermişimdir. Bu hatta çocukluk yıllarımda annemin tüm müdahalelerine rağmen devamlı odamın şeklini değiştirmem, içerisine ufak tefek şeyler ekleyerek dekore etmem şeklinde dışa vurmuştur. Müziğe ve fotoğrafa olan ilgimin son dönemlerde artmasıyla müzik ve fotoğrafçılık ile ilgili bir şeyler yapmam söz konusu olabilir.

tanya-hn-oda

Bir senelik çalışma hayatından sonra İngiltere’de bir yurtdışı deneyiminiz var. Sizce bu deneyim meslek hayatınızı ve kariyerinizi nasıl etkiledi?

T. I. : Bu benim için hem mesleki açıdan hem de yaşama dair çok güzel bir deneyimdi. O dönemlerde genelde Türkiye’deki okullarda şimdiye nazaran daha az verilen malzeme bilgisi ve atölye uygulamaları konusunda birebir mutfağın içerisine girerek, neler olduğunu yaşayarak ve deneyimleyerek öğrenme fırsatım oldu.

Kendi ofisinizi açmaya nasıl karar verdiniz? Bu süreçte ne tür zorluklarla karşılaştınız?

T. I. : Edindiğim deneyimler sonrasında kendi marka ve kimliğimi oluşturmak istedim. Bu uzun süren bir deneyimin ve belli birikimlerin sonrasında alınan bir karar oldu.

Ofisinizin ismi ve ofis felsefeniz hakkında neler söylemek istersiniz?

T. I. : Kişilere ve işletmelere verilen isimlerin onların duruşlarını ve kimliklerini belirlediğini ve etkilediğini düşünüyorum. Adımı taşıyan bir markam olmasını istedim. Margosyan benim kızlık soyadımdı, bunun içerisinden kelime anlamının da hoşuma gitmesi nedeniyle margo’yu alarak marka adımı oluşturdum. Margo Latince kökenli bir isim, marjinal anlamına geliyor. İspanyolca’da ayrıca BAK anlamına da geliyor. Tamamladığımız projelere bakıldığında farklılık yaratacak mekanlar tasarlamayı hedef alıyorum.

Ekibinizde kaç kişi yer almaktadır? İş bölümünü neye göre ayarlamaktasınız?

T. I. : Butik işler çıkaran 5 kişilik bir ofisiz. Bu aldığımız projelere ve iş yoğunluğumuza göre değişkenlik gösterebiliyor. Uygulamalı yaptığımız projelere atadığım, bilgi ve deneyimlerine güvendiğim iki formenim var. Genelde projenin her safhasında, tasarım + uygulama + teslim aşamalarında aktif rol alıyor, her aşamada ekibimle birlikte hareket ediyorum.

calisma-odasi

Yeni bir projeyi şekillendirirken hangi aşamalardan geçiyorsunuz? Süreç nasıl ilerliyor?

T. I. : Önce mekanı görmem ve sonrasında müşteriyi çok iyi tanımam, beklentilerini çok iyi analiz etmem gerekiyor. Sonrasında bunca yılın verdiği bilgi ve deneyimle tasarım aşamasına geçiyorum.

Tasarımlarınızda kullanmaktan en çok keyif aldığınız malzeme hangisidir?

T. I. : Kesinlikle doğal malzemeler. AHŞAP, MERMER, PİRİNÇ bu üçlüyü çok seviyorum. Malzemenin net, doğal ve solid duruşu tasarımımı etkiliyor. RENK, FORM ve DOKU birlikteliği benim için her zaman çok önemli.

Sizce “ İş alabilmek için çevre olmadan olmaz” algısı hangi ölçüde geçerlidir? İlk işinizi nasıl aldığınızı ve süreci nasıl yönettiğinizi hatırlıyor musunuz?

T. I. : Çevre tabi ki çok önemli ama tek başına yeterli değil. Sonuçta işi teslim ettiğinizde bıraktığınız iz de çok önemli. Mekandaki işlevselliğin ve görsel zenginliğin dışında iş disiplininin ve dürüstlüğün de kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

Kariyerini şekillendirme aşamasında olan genç mimar ve mimar adaylarına neler tavsiye edersiniz?

T. I. : Öncelikle sevdikleri bir bölümü mü okuyorlar yoksa kendilerini tesadüfen buldukları bir bölümdeler mi. Bir işi başarabilmeniz için öncelikle o işi sevmeniz gerekiyor. Profesyonel iş hayatına girdiğinizde seçtiğiniz meslek günlük yaklaşık 8-10 saatlik bir mesai harcayacağınız bir yer olacak. Özel ve sosyal yaşantınızdan ödün vermeniz gereken zamanlar olacak. Başarmak için sevmenin gerekliliğine inanıyorum. Sonrasında edinilmesi gerekenlerden en önemlisi bilgi ve deneyim. Bu kolay edinilen bir süreç değil, zaman ve emek istiyor. Günümüzün tüketim hızı içerisinde bu sürecin yeterli olgunluğa gelmeden geçiştirildiğini düşünüyorum. Bunun sonucu olarak da hızla açılan ve bir süre sonra da tutunamayıp kapanan genç ofisler görüyoruz.

En iyi konut projesi ödülünü aldınız. Sizce konut tasarımların da dikkat edilmesi gereken kriterler nelerdir? Geçmişten bugüne konut tasarım anlayışında neler değişti ve bu değişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz? 

T. I. : Konut, ticari mekanlar gibi genel bir topluluğa hizmet etmediği, kişiye özel olduğu için daha bireysel ve özel dokunuşlar gerektirdiğini düşünüyorum. Ev sahibinin beklentileri, kullanım alışkanlıkları ve tercihleri mekanı kurgularken referans alınması gereken noktalar. Bir iç mimar sadece kendine göre güzel bir mekan değil son kullanıcıya göre de geçer not alabilecek bir mekan kurgulamalıdır. Biz sadece tasarım sürecinde o mekanda yer alacakken sonrasındaki süreçte ev sahipleri o mekanda yaşamaya devam edecekler.

hekimoglu-9 kazanci-residence-1 kazanci-residence-7

Bizimle paylaşmak üzere seçmenizi istesek sizi en çok yansıttığını düşündüğünüz proje veya projeleriniz nelerdir? Bu projelerin tasarım sürecini bizimle paylaşır mısınız?

T. I. : Her projemin bende ayrı bir iç yolculuğu var. Ama son dönemlerde en çok etkilendiğim projem Şişli Bomontiada’da yaptığım DELİMONTİ. Bu proje her aşamasında beni çok heyecanlandırdı.

verticalmark delimonti-bomonti5 delimonti-bomonti11 kivabomonti12 ramada-adana9

 

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.