Vodafone Arena Mimarisi
Stadyum bulunduğu konum itibari ile İstanbul siluetinde çok önemli bir noktada yer almaktadır. Buradan hareketle, öncelikle şehrin kültürel sürekliliğinin korunması ve bununla birlikte mevcut değerlerin ortaya çıkarılması amaçlanarak kent ve kentlinin hafızasında yer etmiş ve yapının en önemli mimari karakterini oluşturan deniz cephesinde bulunan iki yüksek kule ve bu iki kule arasında yine bir kısmı taş ile kaplı olan cephe projede korunmuştur.
Yenilenen tribün yapısı geriye çekilerek, tarihi iki kule ve tarihi duvar ön plana çıkarılmıştır. Tarihi duvar ve yenilenen tribün arasında kalan alanda spor müzesi ve müze terasında kafeterya yapılarak kentin ve kentlinin belleğinde yer edinmiş olan tarihi duvar kentli ile buluşturulmuştur.
Yapı genel kütle olarak elips formundan yola çıkılarak çözülmüştür. Bu form 1939 yılında tasarlanan İnönü Stadyumu projesinin tekrarı niteliğinde olup, 3. boyuta taşındığında kompakt bir kütleye dönüşerek, abartıdan ve gösterişten uzak kalmaya çalışılmıştır. 1939 yılında tasarlanan eliptik form daha önce de değinildiği gibi her iki aks yönünde mükemmel simetriyi hedeflemiş ancak, daha 1964 yıllında eklenen Yeni Açık Tribünün orijinal projede olmayan üst kademesinin eklenmesi bunu zedelemiştir. Önerilen projede seçilen benzer form yine aynı mükemmel simetri fikrini tekrar etmekte, mevcut yapının korunan cephesindeki iki kule arasında kalan tribünün yayı devam ettirildiğinde yapıya ana şeklini veren eliptik forma ulaşılmaktadır.
UEFA kriterlerine uygun olarak yapılan 41.903 kişi kapasiteli stadyumun tasarımında DB Architects‘in imzası var.