Meksikalı mimar Fernando Romero Amerika ve Meksika arasındaki sınırın kalktığı, iç içe geçmiş bir megakent planı hazırladı. Sanatçı “Border City” projesiyle, ülkelerin birbirinden sınırlarla ayrıldığı değil fiziksel ilişkiler ve ağlar sistemiyle bağlandığı iki uluslu kentsel bir yapı sunuyor.
Proje sınırlarla birbirinden ayrılan iki kenti birbirine entegre ederek iki uluslu bir coğrafya sunan ilk masterplan. Plan Amerika’da New Meksika ve Teksas’tan, Meksika’da Chihuahua’ya kadar uzanan bir bölgeyi yeniden planlıyor.
Ülkeler arasındaki sınırların yeni gelişen kent/kentli dinamikleri için eskide kalan ve modası geçmiş bir uygulama olduğunu düşünen Romero, gelişen teknolojilerle birlikte sınırların sembolik bir limite dönüştüğünü söylüyor.
2000 yılında yaptığı “Bridging Museum” projesiyle, ülkeler arasındaki sınırı hem huni hem de pencere işlevi gören birer ögeye çeviren sanatçının son işi uygulanabilir bir kentsel planlamaya çok yakın. Londra Tasarım Bienali için geliştirilen Border City önerisi, sınırlarla ayrılmış komşu kentlerin birbirleriyle nasıl entegre olabileceği sorusuna verilmiş kapsamlı bir cevap niteliğinde.
Sınırların ortadan kalktığı geleceğin kentlerine referans veren çalışma; iki kentin endüstrisinin nasıl birleşeceğinden, yaya ve araç yollarının yeniden düzenlenmesine, kentleri birbirine bağlayan bisiklet rotalarından, yeni tanımlanan coğrafyanın bölgelenmesine, altyapı desteğinden, düzenlenen yeraltı metro hatlarına kadar birçok kentsel konuyla ilgili bir öneri sunuyor.
