Barnaby Barford bisikletle Londra sokaklarında dolaşarak şehrin zemin katı ticari kullanımlı yapılarını fotoğrafladı. Barford çektiği cephe fotoğraflarını kullanarak çiniden küçük modeller oluşturmaya başladı ve bu modelleri üst üste yığarak Babil Kulesi‘ne gönderme yapan heybetli bir kule yaptı.
6 metre uzunluğundaki bu heybetli kule her biri birbirinden farklı 3000 çini bloktan oluşuyor. Kentlilerin kentli olmaktan çok alışveriş yapan tüketiciler olduğunu söyleyen Barfold, Babil Kulesi’yle, kapital başkentlerinden biri haline gelen Londra‘nın ve onun tüketici kentlilerinin hikayesini anlatmak istemiş.
Kulenin tabanında Londra‘nın terkedilmiş yapıları- ticari alanları bulunurken kulenin doruklarında ise soylulaştırma projeleri sonrasında kentin çekim merkezi haline gelmiş uluslarası markaların mağazaları, butik kafeler, oteller ve galeriler tarafından doldurulmuş yapıları yer alıyor. Kent içi ekonomik hiyerarşiyi okutabilen ve yıkılacakmış gibi tekinsiz bir his veren kule, bir tüketim anıtı olarak, insanlığın cennete, yaşamsal tatmine ulaşma çabasını sembolize ediyor.
