Bir iç mimarın çığlığı; ÜYE OLDUYSAN ÇIKIŞ YOK!
Bir iç mimarın çığlığı; Eğer bir kez TMMOB İç Mimarlar Odası’na üye olduysan çıkış yok!
İç Mimar Serdar Anlağan’ın yazısı:
İç Mimarlık mesleği, mimarlık mesleğinin uzmanlaşmış bir dalıdır. İç Mimarlar yakın proje ölçeğinde çalışarak, iç mekânların tasarımı, ince yapı detaylarının çözümü, aydınlatma, renk ve malzeme seçimi, mobilya tasarımı ve sanat yapıtlarının iç mekânda kullanımı konusunda mimara yardımcı olurlar.
İç Mimarlar, üniversitelerin mimarlık fakültelerinin, mimarlık bölümlerindeki iç mimarlık ana sanat dalına özel yetenek sınavı ile seçilerek alınırlar. Bu öğrenciler, mimarlığın teknik yönünden çok sanatsal yönü ve proje sunum metotları üzerine eğitim görürler. Mimarlık bölümü mezunu olmalarına rağmen, statik ve çatı tasarımı gibi ağır hesap içeren derslerden muaf tutularak, İç Mimar ünvanı ile mezun edilirler. Bunun dışında aldıkları eğitim bir mimar ile eşittir.
Ancak, özellikle 1990’lı yıllarda ve öncesinde ülkemizde açılan ve bünyesinde Mimarlık Fakültesi olmayan bazı özel üniversitelerden “İç Mimar” ünvanı ile öğrencilere diploma verildi. Örneğin “İç Mimarlık ve Peyzaj” adı altında, birbiriyle tamamen ilintisiz iki dal kaynaştırılarak mesleki tanım sulandırıldı. İç Mimarlık hesap, oran işidir ve yakın ölçekte iç mekân sorunları ile uğraşır, Peyzaj Mimarlığı dış mekânlarda, uzak ölçekte çalışır ve botanik bilgisi gerektirir. Tüm bunlara bir de lisans diploması vermeye yetkisi olmayan özel kurslarda, kısa sürede para karşılığı bazı geçersiz belgeler alan ve kendini “İç Mimar” olarak tanıtan bireyler ve “İç mimarlık ve Dekorasyon” iştigali adı altında faaliyet gösteren eğitimsiz kişilerin, firmaların faaliyetleri de eklendi ve sonuçta mesleğimizde haksız rekabet ortamı oluştu.
3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanunun 1.maddesinin a) bendinde: “Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde mühendislik ve mimarlık ünvan ve salâhiyeti ile sanat icra etmek isteyenlerin mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteplerinden verilen diplomaya haiz olmaları gerekir” diye yazıyor.
1991 Yılında T.C Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından verilen 8400 No.lu lisans diplomasında, üniversitenin mimarlık bölümü, iç mimarlık ana sanat dalı mezunu olarak, kanunların verdiği tüm yetkileri kullanmaya hak kazandığım yazıyor.
Ancak, İç Mimarlık Mesleği’nin tarifindeki karmaşa ve yasaların iç mimarların yetkilerini ve haklarını belirlemekteki eksikliğinden dolayı, fakülteden mezuniyetimden beri geçen 27 yıl, yasalarla korunan hiç bir hak ve yetkim olmadan, haksız rekabet ve suistimal ortamı içinde geçti.
2002 Yılında mesleki dayanışma amacıyla 817 No. ile TMMOB İç Mimarlar Odası’na kaydoldum.
2004 Yılının güzünde tüm mesleki ve ticari çalışmalarımı terk ettim, vergi mükellefliğinden çıktım ve zamanımı felsefe ve sanat alanlarında çalışmaya ayırdım.
2005 Yılında İstanbul’da düzenlenen 22.Dünya Mimarlık Kongresi’nde mesleğim ile ilgili bir bildiri okudum.
2010-2013 Yılları arasında Muğla Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde, YÖK’ün 31.Maddesi uyarınca Sanat Tarihi ve Çağdaş Sanat dersleri verdim. Bu faaliyetim gönüllü idi, bana devlet üniversitesi tarafından zorunlu olarak ödenen saat başı 6.5 TL ücret, fakülteye gidiş geliş masrafımı bile karşılamıyordu.
2004 yılından bu yana çalışmadım, mesleğimi uygulayarak para kazanmadım.
2011 Yılında TMMOB İç Mimarlar Odası yazılı bir uyarıda bulunmaksızın üye aidat borcumdan dolayı bana icra müdürlüğünden ödeme emri gönderdi. Tepki olarak e-posta yoluyla TMMOB İç Mimarlar Odası’ndan istifa ettim. TMMOB İç Mimarlar Odası 20.Dönem Genel Sekreteri Abdullah Alkan imzalı e-posta ile bana verilen yanıtta istifamın kabul edilmesi için çalışmadığıma dair resmi kurumlardan gerekli belgeleri edinip kendilerine teslim etmem bildirildi.
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın bugüne kadar mesleki haklarımın kazanılması ve korunması hususunda hiç bir yararı olmadığı gibi, mesleki dayanışma maksadı ile üye olduğum bu söz konusu kurumun bünyesine mimarlık fakültesinden mezun olmayan güya “İç Mimar”ları da üye kabul ettiğini bildiğimden ve haksız rekabet ve suistimale ortak olduğunu düşündüğümden, o zaman da bugün de kolaylıkla temin edebileceğim bu belgeleri bu kuruma teslim etmeyi reddettim.
2011 Yılına kadar olan tüm borcumu ödeyerek istifamı e-posta marifetiyle yineledim.
2015 Yılına kadar TMMOB İç Mimarlar Odası defalarca benden aidat borcu adı altında para talep etti. E-posta ve sms mesajı ile birden çok kez, TMMOB İç Mimarlar Odası’ndan istifa ettiğimi, tüm iletişim listelerinden çıkarılmamı ve bir daha bu konu ile ilgili rahatsız edilmek istemediğimi yazdım.
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın aidat borcu adı altında para talebinin devam etmesi üzerine TMMOB İç Mimarlar Odası’nın Ankara’daki genel merkezini aradım. Ses kaydı yapılan bir ortamda, bu konuda bir daha rahatsız edilmek istemediğimi, mesleki bir konuyu kamuoyuna yansıtmak istemediğimi ancak aksi halde gönüllü olarak yazı yazdığım yerel gazetede bu konuyu gündeme getireceğimi söyledim. TMMOB İç Mimarlar Odası’nın yönetim kurulundan 2011 tarihli istifamın geçerli sayılması ve aidat borcu adı altında para talebinden vaz geçildiğini bildiren bir e-posta gönderilmesi halinde sessiz kalacağımı beyan ettim. İki gün süre verdim. Hiç bir yanıt alamayınca Bodrum Gündem Gazetesi’nde 20 Ekim 2015 tarihinde “TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI ASLINDA DİJİTÜRKTÜR” başlıklı eleştiri yazısını yayımladım. (Bkz. TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI aslında dijitürktür… / Bodrum Gündem 20.10.2015)
TMMOB İç Mimarlar Odası sanki hiç bir şey olmamış gibi, benden aidat borcu adı altında para talep etmeye devam etti. Defalarca istifa ettiğimi bildirdiğim halde, bu kez önceden TMMOB İç Mimarlar Odası hukuk müşaviri Av. Oğuz Atasoy imzası ile ihtarname göndererek, 19 Temmuz 2017 tarihinde oda üyelik ödentisi borcu adı altında hakkımda icra takibi başlattı.
İtiraz ettik.
17 Mayıs 2018 tarihinde yine icra takibi başlattılar.
Şimdi soruyorum:
Türkiye’de kaç adet “İç Mimar” vardır?
Bunlardan kaç adeti mimarlık fakültesi mezunudur?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın kaç adet üyesi vardır?
TMMOB İç Mimarlar Odası üyelerin kaç adeti mimarlık fakültesi mezunudur?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın üyesi olmayan ve iç mimarlık mesleğini icra eden kaç adet “İç Mimar” vardır?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın üyesi olmadığı halde iç mimarlık mesleğini icra edenler üzerinde herhangi bir yaptırımı var mıdır?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın mesleki hakların korunması ve geliştirilmesi, örneğin yıllardır önemli bir tartışma konusu olan “İç Mimarların İmza Hakkı” hususunda bugüne kadar bir kazanımı var mıdır?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın yönetiminin bu sorulara vereceği yanıt hayatîdir.
TMMOB İç Mimarlar Odası İç Mimarlık Mesleği üzerinde hiç bir etkisi olmayan, tamamen iyi niyetle bu kuruma üye olmuş meslektaşlarıyla insan merkezli bir ilişki kurmayan ve aidat borcu adı altında para toplayan bir kurumdur.
TMMOB İç Mimarlar Odası yönetimi “Beyan Esastır” ilkesini bilmiyor.
TMMOB İç Mimarlar Odası yönetimi, 23.Dönem Genel Sekreteri Ömer Sencar imzalı 12 Nisan 2017 tarihli yazıda:
“…Oda kaydınızın silinebilmesi için TMMOB İçmimarlar Odası Ana Yönetmeliği 9. madde 2. fıkra gereği aşağıda belirtmiş olduğumuz gerekli belgeleri temin etmeniz ve odamıza olan aidat borcunuzu kapatmanız halinde Yönetim Kurulları tarafından değerlendirilmektedir.
TMMOB İç Mimarlar Odası Ana Yönetmeliği 66. madde 4. fıkrasında, mesleğini belli bir süre yada süresiz olarak uygulamayacağını, bu yoldan gelir elde etmeyeceğini bildiren üyelerinin üyelikten ayrılabileceği, ancak bu yolla üyelikten ayrılanların mesleklerini uyguladıklarının belgelenmesi halinde üyelikten ayrıldıkları tarih itibariyle tüm ödentilerini cezalarıyla birlikte ödemek zorunda kalacakları, hükme bağlanmıştır” diyor.
TMMOB İç Mimarlar Odası üyesinin istifasını beyanla değil belge ile istiyor, çalışmadığını kanıtlamasını istiyor.
TMMOB İç Mimarlar Odası’na bir kez üye olduysan ve çalışmadığını kanıtlayıp istifa ettiysen, sonra mesleğini TMMOB İç Mimarlar Odası’na bağlı olmadan icra ettiğin belgelenirse, TMMOB İç Mimarlar Odası üyelikten ayrıldığın tarihten itibaren birikmiş tüm aidat borcunu cezalarıyla senden alacağını bildiriyor.
Ancak mesleki hakların korunmasında, geliştirilmesinde, kazanımında hiç bir faydası olmayan, hiç bir yasal yetki ve yaptırımı olmayan TMMOB İç Mimarlar Odası, üyesi olmayan iç mimarlara karışamıyor.
Yani bir kez TMMOB İç Mimarlar Odası’na üye olduysan çıkış yok.
Ben bir numara değilim, ben bir müşteri değilim, ben bir tüketici değilim. Ben, mesleğini etik ilkelere bağlı, namusuyla icra etmiş bir iç mimarım. TMMOB İç Mimarlar Odası yönetimindekiler bugüne kadar bana hiç bir zaman bırakın bir meslektaş, bir “insan” olarak bile her hangi bir yaklaşımda bulunmadı, “Derdin nedir?” diye sormadı. Bunun yerine, beyanımı asılsız kabule yönelik imâlar ve “haciz, dava, yasa, avukat” sözcükleri içeren “tehdit” mesajlarıyla para talep etti.
Bir meslek odası ne işe yarar?
Türkiye’de iç mimarların hakları yoktur. İmza yetkileri yoktur. Mesleki güvenceleri yoktur. İsteyen herkes, iç mimarın görev, yetki, hak ve sorumluluklarını çiğneyebilir, iç mimar ile haksız rekabet edebilir, iç mimarlık yapabilir.
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın, yönetim kurulu seçimlerinden evvel veya üyelik aidatı borcu biriktiği zaman ne kadar başarılı çalışmalar yaptığını anlatan reklam veya borcunu ödemezsen icraya veririz tehditi dışında ne etkisi vardır meslek üzerinde?
“Bu meslektaşımız iş arıyor, bu firma da eleman arıyor ve benzeri, staj yapmak isteyenlerin CV’leri…” içerikli e-posta göndermek midir TMMOB İç Mimarlar Odası’nın görevi?
Yozlaşmaya karşı meslek etiğini ve meslektaşların haklarını korumak ve geliştirmek için var olan kurumlar bu görevlerini yerine getiremiyorsa artık onlar da yozlaşmanın birer simgesi haline gelir.
TMMOB İç Mimarlar Odası 27 yıllık meslek yaşamımda bana hiç bir faydası olmayan bir kurumdur.
TMMOB İç Mimarlar Odası bir meslek odasının gerek ve icaplarını yerine getirememiştir.
TMMOB İç Mimarlar Odası üyelerinden “üyelik ödentisi” adı altında para toplamakta ve ancak üyelerinin mesleki haklarının kazanımı konusunda hiç bir çalışma yapmamaktadır.
Bizim meslekte “yazıklamak” yoktur.
Ama bu mesele artık “mesleki” değil.
Yazık…
Herkesin aklında tek bir soru
Bahsi Geçen MESLEK ODASININ YÖNETİCİLERİ NE YAPIYORLAR?
Sevgili meslektaşım,
Öncelikle bilmenizi isterim ki üyelere icra göndermek bir politika değil, yasaların getirdiği doğal bir süreçtir. Oda üyelerimize bildiğim kadarıyla 5 yıldan önce her hangi bir yasal işlem uygulamamaktadır ve bahsettiğiniz süreçte bu durumu doğrular niteliktedir. Bizler odaya üye olurken bilgilerimizi güncellemekle mükellefiz ve siz çalışmadığınızı yıllarda bu güncellemeyi yapmaz veya belgelemez iseniz takdir edersiniz ki odamız bunu bilemez. Odamız bir kurumdur yani şahıslara bağlı değildir. Bu yüzden de yaşadığınız sürece istinaden yönetimde ki kişilerin sadece beyana değil, beyanı destekler belgelere de ihtiyaçları vardır. Ayrıca belirtmek isterim ki “o zaman da bugün de kolaylıkla temin edebileceğim bu belgeleri bu kuruma teslim etmeyi reddettim.” gibi bir ifade benim nazarımda açıkçası TMMOB İçmimarlar Odası nı ciddiye almamaktır. Bunun dışında tüm sorularınız için inanıyorum ki doğru üslup çerçevesinde yönelttiğiniz takdirde bir şekilde cevap alabilirsiniz diye düşünüyorum ( evet iletişimde biraz daha gelişmeleri lazım ama zaman içerisinde olur biz umudumuzu kaybetmeyelim ). Sevgiler
Sevgili içmimarlikdergisi,
Güzel paylaşımlarınız var severek takip ediyorum ancak yasal haklarımızı alabilmemiz ve dayanışma içerisinde birlik beraberliğimizi güçlendirebilmemiz için yegane araçlarından biri olan odamızı her fırsatta en kötü şekilde eleştirmeniz bir takipçiniz ve bir İçmimarlar Odası Üyesi olarak beni üzüyor açıkçası. İletişimi ve sevgiyi kaybetmeyelim.
Merhaba peki bu gerekli belgeleri gerekli zamanlarda kendilerine iletmenizi bile isteye söylemeyip zaman kaybettirip, gereksiz yere muafiyet hakkımızın yenmesine ne dersiniz? Bizzat telefonlarla ulaşarak bilgi almaya çalıştığım bir dönem de bize muafiyet talep ettiğiniz durumlar için belgelerinizi şu süreler içerisinde ulaştırırsanız sorun olmaz demek yerine ‘siz bi gönderin inceleyelim bi değerlendirelim’ demek çok mı etik sizce? Sonra da elime gelen mektupta süreleri kaçırdığınız için muaf kabul olmaz diyerek bizleri mahkum ediyorlar. Halen aidatlarımı ödemekteyim ve işsizim. İç mimarlar odasının bir türlü çıkaramadığı yasanın beklentisi içerisindeyim !
Sayın meslektaşlarım, İç Mimarlar Odası ile yazışmalarımı dikkatinize arzederim. Kararı siz verin.
Serdar Anlağan
İç Mimar MSÜ 1991
YAZIŞMALAR :
SERDAR ANLAĞAN TMMOB İÇ MİMARLAR ODASINA KARŞI
Serdar Anlagan
to: İÇMİMARLAR ODASI İZMİR
date: Mon, Sep 25, 2017 at 6:09 PM
subject: Bilgi : Dava : Serdar Anlağan İç Mimarlar Odası’na Karşı
mailed-by: gmail.com
İç Mimarlar Odası İzmir Şubesi,
Ankara’daki yönetim, haksız yere altı yıldır benden para talep ediyor. Ve yine hakkımda icra davası başlatıyor. Bu dava mesleki onur davasıdır. Sonuna kadar direneceğim. Bilginize
Serdar Anlağan
İç Mimar
EK : Yazışmalar
23 Mart 2017 / Bodrum
İçmimarlar Odası Başkanlığına / Ankara
Odanızdan 2011 yılında o zaman kadar olan tüm aidat borcumu ödeyerek, şifahen ve yazılı beyanımla istifa ettiğimi belirttiğim halde, meslektaşını küçümseyen, insani bir yaklaşımdan uzak, mekanik bir üslup ile bana istifamın geçerli olması için bazı resmi belgelerin tarafınıza iletilmesi gerektiği bildirildi. Beyanım gerçektir, 2004 yılından beri içmimarlık mesleğini icra etmemekteyim, o tarihte de şimdi de bunu belgeleriyle kanıtlayabilir, istediğiniz evrakları size temin edebilirdim. Ama yapmadım. Çünkü bir meslek odasının en önemli ilkesinin evrensel insanlık değerleri doğrultusunda, meslektaşlarına saygı ve sevgi ile yaklaşarak, meslek etiğini korumak ve yükseltmek olduğunu düşünüyor ve odanızın eylemlerinde bunu göremiyordum dolayısıyla odanızı bir meslek kurumu olarak reddettim.
23 Mart 2017 tarihinde, daha önce defalarca yazıp, telefonla da uyardığım, odanızla ilgili her türlü iletişim listelerinden çıkarılmamı rica ettiğim halde, odanızdan bana 1008 TL aidat borcum olduğunu ve ödemezsem “yasal yaptırım” ile karşılaşacağımı bildiren bir sms mesajı gönderildi.
Bu borcu reddediyorum.
İçmimarlar Odası’nı reddediyorum.
Bana dava açın ben de karşı dava açacağım.
Bilginize.
Serdar Anlağan
Ek : Bu konudaki daha önceki yazışmalar ve gazete makalesi.
***
Konu: TBMMOB İçmimarlar Odası’ndan istifadır.
04.11.2011 Tarihli, 2011/525 Sayılı yazınıza istinaden.
Sayın TMMOB İçmimarlar Odası Başkanlığına,
Odanız 817 No’lu üyenizim. 2004 Yılında Terk-i ticaret ettim. Bu tarihten itibaren yaptığım tek iş, 2010 yılından bu yana T.C. Muğla Üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi’nde YÖK’ün 31.Maddesi uyarınca, yarı-zamanlı öğretim üyeliğidir. Yani, bu süre zarfında mesleki ve ticari hiçbir işle iştigal etmemiş bulunmaktayım. Daha evvel beni telefonla arayan odanız sekreterliğine de belirttiğim gibi, mesleki faaliyetlerimi ticari anlamda durdurmuş bulunmam hasebiyle, TMMOB İçmimarlar Odası’na 04.11.2011 Tarihli, 2011/525 Sayılı yazınızda belirttiğiniz gibi herhangi bir “borcum” bulunmamaktadır.
İçmimarlık Mesleği’nin, Mimarlık Mesleği’nin uzmanlaşmış bir dalı olduğunu düşünen bir meslektaş olarak, İçmimarlar Odası’nın yalnızca, Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, İçmimarlık Ana Sanat Dalı mezunları tarafından temsil edilmesinin bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. İçmimarlık Mesleği’ni, “dekorasyon” iştigali ile karman çorman edip, uydurma üniversitelerin, uydurma bölümlerinden parayla mezun olup, mesleği yalnızca para eksenli gören bir zihniyetin hakim olduğu odanızdan istifa ediyorum.
Saygılarımla
Serdar Anlağan
İçmimar – MSÜ
***
Sn. Serdar ANLAĞAN,
817
04.11.2011 Tarihli, 2011/525 sayılı üye aidat borcu hatırlatma yazımıza istinaden “TBMMOB İçmimarlar Odası’ndan istifadır.” Konulu e-posta ile İçmimarlar Odası Üyeliğinden istifa talebinizi bildirmişsiniz.
TMMOB İçmimarlar Odası Ana Yönetmeliği 9. madde 2. fıkra gereği istifa talebinizin onaylanması için;İstifa talebinizi bildiren dilekçenin aslı,Çalışmıyor iseniz; kendi adınıza veya hizmet akdiyle bir çalışmanızın olmadığına dair Sosyal Güvenlik Kurumundan alacağınız belgelerin,Çalışıyor iseniz; çalıştığınız işyerinden alacağınız yaptığınız işi ve unvanınızı gösteren yazının veya kendi adınıza çalışıyor iseniz yaptığınız işi gösterir vergi kaydının,2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 yıllarına ait üye aidatlarını ödediğinize dair makbuz veya dekontların,Tarafımıza ulaştırılması gerekmektedir.
Yukarıda belirttiğimiz hususla birlikte, Oda kaydı olmadan mesleğin icra edilmesi halinde yetkisiz olarak mesleği icra etmiş kabul edileceğinizi bu nedenle cezai sorumluluğunuzun doğabileceğini,bununla birlikte Odaya tekrar kayıt olmak istediğinizde talebinizin yeni üye kaydı şeklinde değerlendirileceğini, önceki kaydınızın dikkate alınmayacağı hatırlatır, gerekli özeni göstermenizi rica ederiz.
Odamız kayıtlarında yukarıda zikredilen yıllara dair herhangi bir aidat ödemeniz görünmemektedir.2011 yılı aidat bedeli olan #132TL# (yüzotuzikiTürkLirası) üzerinden hesaplanan #792TL# (yediyüzdoksan ikiTürkLirası) borcunuzu Ziraat Bankası Yıldızevler ŞubesiIBAN NO: TR89 0001 0009 1957 2091 5650 01 TMMOB İçmimarlar Odası hesabına yatırabilir veya ekte gönderilen mail-order formu ile kredi kartı limitinizden kesinti yapılmadan 12 eşit taksit ile ödeyebilirsiniz.
Ayrıca, 2011 yılında Üyesi olduğumuz Uluslararası İçmimarlar/İçmekan Tasarımcıları Federasyonu, (International Federation of Interior Architects/Designers) [IFI] son genel kurul ve seçimleri neticesinde Yönetim Kurulunda ülkemiz içmimarlarını temsil eden, Şubat ayında, dünyanın çeşitli ülkelerinden davetli 100 tasarımcının katılımı ile New York’da gerçekleşen küresel sempozyumda mesleğin tanımı, çalışma alanları, eğitimi ve hatta adlandırılması konusunda yapılan görüşmeler sonucunda yayınlanan “Interiors Decleration (İç mekanlar Deklerasyonu)”nda yönetim kurulu üyemiz ile temsil edilen, emeği ve imzası olan, TMMOB İçmimarlar Odası gerek Genel Merkez gerekse Şube ve Temsilcilik Yöenetim kurullarında, Denetleme ve Onur Kurullarında, Komisyonlarında; Üniversitelerin, Güzel Sanatlar, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık, Mimarlık, Mimarlık Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültelerinden İçmimarlık ve İçmimarlık ve Çevre Tasarımı bölümü mezunu, kimi akademik kariyerinde kimi profesyonel hayatında başarılarını ispatlamış kişilerin, iş ve özel hayatlarından fedakarlık ederek gönüllülük esasına dayalı çalışmaları ile bugünlere gelmiştir.
Ülkemizde binlerce içmimarlık bölümü mezunu olmasına rağmen mesleğe sahip çıkılmadığı, görev almak emek vermek bir yana ayda, 12 TL gibi komik bir rakamın dahi ödenmediği göz önüne alındığında terbiye sınırlarına daha özenli olmak gerekliliği kaçınılmazdır.
Mesleği icra etmediğinizi güzel sanatlar fakültesinde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştığınızı belirttiğiniz e-postanızda “İçmimarlar Odası’nın yalnızca Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, İçmimarlık Ana Sanat Dalı mezunları tarafından temsil edilmesinin bir zorunluluk olduğunu” düşünmeniz tarafımızca bilgi sahibi olmadan, mesnetsiz ve haddini aşan bir görüş olarak değerlendirilmiştir. “İçmimarlık Mesleği’ni, “dekorasyon” iştigali ile karman çorman edip, uydurma üniversitelerin, uydurma bölümlerinden parayla mezun olup, mesleği yalnızca para eksenli gören bir zihniyetin hakim olduğu” şeklindeki ifadeniz anayasa ve kanunlar ile kamu kurumu niteliğinde tanımlanan ülkemizde mesleğin en yetkili merciine yöneltilmiş bir hakarettir. Kabul edilemez.
Yapılacak İlk yönetim kurulu toplantımızda bu durum değerlendirmeye alınacaktır.
TMMOB İçmimarlar Odası
20.Dönem Yönetim Kurulu A.
Abdullah ALKAN
Genel Sekreter
***
TMMOB İçmimarlar Odası
Abdullah ALKAN
Genel Sekreter
Konu : 07 Aralık 2011 Tarihli e- postanıza yanıttır.
Sayın Alkan,
4.11.2011 Tarihli, 2011/525 sayılı üye aidat borcu hatırlatma yazımıza istinaden “TBMMOB İçmimarlar Odası’ndan istifadır” konulu e-postama verdiğiniz son derece kırıcı ve tehditkar, hakaretamiz yanıtınızdan hicab duyuyorum. Bu fakir, tek başına 2005 UIA İstanbul 22.Dünya Mimarlık Kongresinde “Serbest Kürsü”de çıkıp “barış!…şalom!” diye haykırmıştır. Ne zorluklarla karşılaştığımı o dönemde İstanbul’da sekreterlik vazifesini yapan sayın Cenk Çakıl bilir. Siz nasıl oluyor da, kimin mesleğin temsil edilmesinde “gönüllü” katkıda bulunup, kimin bulunmadığına hükmedebiliyorsunuz anlayamıyorum.
4.11.2011 Tarihli, 2011/525 sayılı üye aidat borcu hatırlatma yazınız “icraya veririz” tehdidi içeriyordu, bu yanıtınız ise “mesleki infaz” tehdidi içeriyor. Bişey söyleyeyim mi “siz beni infaz edemezsiniz”.
Belki de o kadar maddi sıkıntı içindeyim ki borcumu ödeyemiyorum, meslektaş olarak bir kez olsun insani açıdan yaklaşıp soramaz mısınız? Bu kadar katı mı herşey? Makineleşmiş, duygusuz bir tavrınız var. Meslek icra etmediğim halde, “borcum” olduğunu iddia ediyorsunuz, belki “hukuki” olarak bunu ödemekle mükellefim ancak “felsefi” olarak haklı olduğumu biliyorum. Benim anladığım “Meslek Odası” üyelerine birer “insan” olarak bakar.
Gerçek bir içmimar, bir sanatçıdır!
Odadan tarafıma çıkarılan aidat borcunu ödeyeceğim. Diğer konularda istediğiniz belge ve işlemleri yapmayacağım çünkü umurumda bile değil. İstediğinizi yapın. Hakaret meselesine gelince, burada “LDP” işler, hakaret yoktur. Düşünce özgürlüğü ve düşünceyi yayma özgürlüğü vardır. Kimseye hakaret falan etmiyorum, özgürce düşüncemi söylüyorum.
Tekrar :
İçmimarlık Mesleği’nin, Mimarlık Mesleği’nin uzmanlaşmış bir dalı olduğunu düşünen bir meslektaş olarak, İçmimarlar Odası’nın yalnızca, Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, İçmimarlık Ana Sanat Dalı mezunları tarafından temsil edilmesinin bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. İçmimarlık Mesleği’ni, “dekorasyon” iştigali ile karman çorman edip, uydurma üniversitelerin, uydurma bölümlerinden parayla mezun olup, mesleği yalnızca para eksenli gören bir zihniyetin hakim olduğu odanızdan istifa ediyorum.
İstediğiniz yapın. Bana terbiye dersi vermek sizin haddiniz değildir. Nezaket kaidelerini de unutmadan, saygılarımla diye ekliyorum.
Serdar Anlağan MSÜ
Bir İnsan ve İçmimar
———- Forwarded message ———-
From: Serdar Anlagan
Date: 2015-10-14 9:43 GMT+03:00
Subject: Konu : 2011 Yılındaki İstifam
To: TMMOB İçmimarlar Odası
TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI/ANKARA
14 Ekim 2015
Konu : 2011 Yılındaki İstifam
Sayın Yetkili,
Ülkemizin içinde bulunduğu savaş ve katliam ortamında İçmimarlar Odası’nın üyelik aidatını ödemeyenleri haciz talebi ile dava etmesi, meslek etiğine aykırıdır. Bunun yerine zaten sınırlı sayıda aktif üyesi olan meslektaşlarla bireysel görüşmeler yapılarak, insancıl bir yaklaşımla ve tassarruf tedbirleriyle odanın mesleki hakları koruma mücadelesine devam etmesi daha akla uygundur.
2004 Yılında terk-i ticaret ettim. 2005 Yılında 22.Dünya Mimarlık Kongresi’nde mesleğimizi temsil ettim, bir devlet üniversitesindeki ikibuçuk yıllık “gönüllü” öğretim üyeliğimin dışında hiçbir şekilde profesyonel mesleki çalışmada bulunmadım, para kazanmadım. Aidat borcunu ödeyecek param yok.
2011 yılında o zamanki yönetim haciz tehditi ile o zamana kadarki borcumu tahsil etti. Bu konudaki yazışmalar ektedir. O zaman, istifa etmiştim ama terbiyesiz ve tepeden bakan bir üslupla yanıtlanarak, istifamın kabul edilmesi için bir çok belge ve işlem yapmam gerektiği bildirildi.
Meşgul biriyim, felsefe, sanat ve insan hakları üzerine çalışıyorum.
Anlaşılan yine aynı durum yaşanacak, bu para borç harç bulunacak, istifamın geçerli olması için gerekli bürokratik eziyet yaşanacak.
Bir önerim var : Oda karar alsın, ekteki 2011 tarihli istifam o tarihten geçerli olarak kabul edilmiş sayılsın ve 2011’den beri birikmiş aidat borcum silinsin, oda ile ilişkim kesilsin.
Eğer odanın yönetimi bu esnekliği göstermez ise ve hukuk yoluyla cezalandırmaya yönelirse, bir basın mensubu olarak ben de TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI’nın bu tutumunu kamuoyuna bildireceğimi buradan beyan ederim.
Saygılarımla
Serdar Anlağan
Muğla/ Bodrum
***
20 Ekim 2015 Bodrum Gündem Gazetesi / Serdar Anlağan Yazıları
TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI aslında dijitürktür…
Bir meslek odası ne işe yarar?
Türkiye’de içmimarların hakları yoktur. İmza yetkileri yoktur. Mesleki güvenceleri yoktur. İsteyen herkes, içmimarın görev, yetki, hak ve sorumluluklarını çiğneyebilir, içmimar ile haksız rekabet edebilir, içmimarlık yapabilir.
12 Eylül Faşist Darbesi’nden sonra, içmimarlık, mimarlık mesleğinin uzmanlaşmış bir anasanat dalı olmaktan çıkarıldı, özalizm çizgisinde, kapitalist tüketimcilik anlayışı doğrultusunda “dekorasyon” sömürüsünün aracı haline getirildi. Mimarlık fakültelerinin, mimarlık bölümlerinin, içmimarlık anasanat dalına yetenek sınavıyla alınan öğrencilerin yerine, mimarlık fakültesi olmayan uydurma üniversitelere, uydurma bölümler açıldı, buralara uydurma yöntemlerle alınan zengin çocukları parayla mezun edildi.
Oktay Ekinci’nin bu yüzden “İçmimarlık uydurma bir meslektir!” dediği söylenir.
1976’daki Kuruluşundan bu yana içmimarların mesleki haklarını AB yasalarında belirtilen standarda getirememiş olan TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI başarılı mıdır?
Başarılıdır.
Çok başarılıdır.
TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI robotik, reklama dayanan, meslektaşını”tüketici” olarak gören, banker ve süslüdür.
TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI aidat borcunu ödemezsen seni dava eder, icra takibi yaptırır, haciz getirir. Avukatları vardır, saat gibi çalışır, bir tanesi“ODTÜ’nün baş hukuk danışmanı”dır.
TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI, “Sayın üyemiz, maddi zorluk içindesiniz, size destek olmak için aidat borcunuzu siliyoruz, mesleğin para dışında kalan, etik, felsefi, sanatsal kısmındaki çalışmalarınızı takdir ediyoruz”demez, “…Odamız kayıtlarında yukarıda zikredilen yıllara dair herhangi bir aidat ödemeniz görünmemektedir.2011 yılı aidat bedeli olan #132TL# (yüzotuzikiTürkLirası) üzerinden hesaplanan #792TL# (yediyüzdoksan ikiTürkLirası) borcunuzu Ziraat Bankası Yıldızevler ŞubesiIBAN NO: TR89 0001 0009 1957 2091 5650 01 TMMOB İçmimarlar Odası hesabına yatırabilir veya ekte gönderilen mail-order formu ile kredi kartı limitinizden kesinti yapılmadan 12 eşit taksit ile ödeyebilirsiniz.” der.
TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI bugüne kadar “imza hakkı”nı alamadığı halde “…üyelerimiz borçlarını ödemezlerse; her ne kadar, hukuki yollara başvurmak istemesekte, Odamızın geleceği söz konusu olunca zorunlu kalırsak bu yola da, hiç kimseyi istisna olarak görmedenüzülerek başvuracağımızın bilinmesini isteriz.” der.
TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI ülke savaş ve katliam ortamında acı çekerken “…Yönetim olarak gerçekten SİYASİ HEDEFLERİMİZ YOK”der.
“Ayrıca, 2011 yılında Üyesi olduğumuz Uluslararası İçmimarlar/İçmekan Tasarımcıları Federasyonu, (International Federation of Interior Architects/Designers) [IFI] son genel kurul ve seçimleri neticesinde Yönetim Kurulunda ülkemiz içmimarlarını temsil eden, Şubat ayında, dünyanın çeşitli ülkelerinden davetli 100 tasarımcının katılımı ile New York’da gerçekleşen küresel sempozyumda mesleğin tanımı, çalışma alanları, eğitimi ve hatta adlandırılması konusunda yapılan görüşmeler sonucunda yayınlanan “Interiors Decleration (İç mekanlar Deklerasyonu)”nda yönetim kurulu üyemiz ile temsil edilen, emeği ve imzası olan, TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI…” , “ne yazık ki Olağanüstü Genel Kurula 39 üyeden az katılım olduğu ve bazı üyelerimiz katılan üye sayısının yetersizliğinden dolayı, Olağanüstü Genel Kurulun gerçekleştirilmesine itiraz ettiği için, Olağanüstü Genel Kurul gerçekleştirilemedi” der.
TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI bir makinedir.
2011 Yılında içmimarlar odasından istifa ettim. Gerekçem, 2004 yılından beri herhangi bir ticari ve mesleki faaliyette bulunmamam, bir kamu üniversitesindeki ikibuçuk yıllık “gönüllü” (TSK’da zorunlu askere verilen maaş gibi, bu kurumda da görev yapmak için zorunlu olarak bana ödenen para, yol masrafımdan azdı, bu yüzden işsizlik yardımım kesildi, SGK borç çıkardı) öğretim görevliliğim dışında yalnızca felsefe ve sanat ile uğraşmam dolayısıyla, bu kuruma bir “borcum” olmadığını düşündüğümü ifade ettiğim halde, herhangi bir yanıt verilmeden, bana icra takibi başlatmalarıydı.
“İçmimarlık Mesleği’nin, Mimarlık Mesleği’nin uzmanlaşmış bir dalı olduğunu düşünen bir meslektaş olarak, İçmimarlar Odası’nın yalnızca, Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, İçmimarlık Ana Sanat Dalı mezunları tarafından temsil edilmesinin bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. İçmimarlık Mesleği’ni, “dekorasyon” iştigali ile karman çorman edip, uydurma üniversitelerin, uydurma bölümlerinden parayla mezun olup, mesleği yalnızca para eksenli gören bir zihniyetin hakim olduğu odanızdan istifa ediyorum.”
Diye yazdım.
2011’de TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI Gn. Sk. Olan Abdullah ALKANşöyle yanıtladı :
(İstifamın yasallaşması için) “…9. madde 2. fıkra gereği istifa talebinizin onaylanması için;İstifa talebinizi bildiren dilekçenin aslı,Çalışmıyor iseniz; kendi adınıza veya hizmet akdiyle bir çalışmanızın olmadığına dair Sosyal Güvenlik Kurumundan alacağınız belgelerin,Çalışıyor iseniz; çalıştığınız işyerinden alacağınız yaptığınız işi ve unvanınızı gösteren yazının veya kendi adınıza çalışıyor iseniz yaptığınız işi gösterir vergi kaydının,2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 yıllarına ait üye aidatlarını ödediğinize dair makbuz veya dekontların,Tarafımıza ulaştırılması gerekmektedir.”
İnanmıyor beyanıma, meslek üzerinde hiçbir etkisi olmayan bir kurum olduğu halde bürokrasi ile zorluk çıkarıyor. Dalga geçiyor.
Sonra reklam yapıyor :
“…bölümü mezunu, kimi akademik kariyerinde kimi profesyonel hayatında başarılarını ispatlamış kişilerin, iş ve özel hayatlarından fedakarlık ederek gönüllülük esasına dayalı çalışmaları ile bugünlere gelmiştir.”
Nereye gelmiş? Daha 39 kişiyi toplayamıyorsunuz 2015’te.
Hatta şöyle yazdı :
“…Ülkemizde binlerce içmimarlık bölümü mezunu olmasına rağmen mesleğe sahip çıkılmadığı, görev almak emek vermek bir yana ayda, 12 TL gibi komik bir rakamın dahi ödenmediği göz önüne alındığında terbiye sınırlarına daha özenli olmak gerekliliği kaçınılmazdır.”
Para kazanmıyorum beyanımı yalan addedip, “12 TL gibi komik bir rakamın…” diyor. Pazarcı mı bu?
“Terbiye” ediyor.
Sonra “haddimi bildirdi” :
“…İçmimarlar Odası’nın yalnızca Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, İçmimarlık Ana Sanat Dalı mezunları tarafından temsil edilmesinin bir zorunluluk olduğunu” düşünmeniz tarafımızca bilgi sahibi olmadan, mesnetsiz ve haddini aşan bir görüş olarak değerlendirilmiştir.”
1985’te girdim ben Akademi’ye. Otuz yıldır bu meslektenim.
Şunu da yazdı :
“…İçmimarlık Mesleği’ni, “dekorasyon” iştigali ile karman çorman edip, uydurma üniversitelerin, uydurma bölümlerinden parayla mezun olup, mesleği yalnızca para eksenli gören bir zihniyetin hakim olduğu” şeklindeki ifadeniz anayasa ve kanunlar ile kamu kurumu niteliğinde tanımlanan ülkemizde mesleğin en yetkili merciine yöneltilmiş bir hakarettir. Kabul edilemez.
Yapılacak İlk yönetim kurulu toplantımızda bu durum değerlendirmeye alınacaktır.”
Tehdit ediyor.
Yanıt verdim :
“…4.11.2011 Tarihli, 2011/525 sayılı üye aidat borcu hatırlatma yazınız “icraya veririz” tehditi içeriyordu, bu yanıtınız ise “mesleki infaz” tehditi içeriyor. Bişey söyleyeyim mi : “Siz beni infaz edemezsiniz!”
Bilmiyor tabii, 7 Temmuz 2005’te İstanbul’da UIA Dünya Mimarlar Sendikası’nın 22.Dünya Mimarlık Kongresi’nde “Serbest Kürsü”de okuduğum bildirinin başlığı “A Name For The Devil : Decorate Lavishly”idi. Türkçesi : “Şeytan İçin Bir Ad : Müsrif Dekoratör”
Bunlar kendilerini ne zannediyorlar? Kim bunlar? Nasıl geldiler ele geçirdiler kurumları? Bunların topluma ne faydası var?
Bu TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI’nın, yönetim kurulu seçimlerinden evvel veya üyelik aidatı borcu biriktiği zaman ne kadar başarılı çalışmalar yaptığını anlatan reklam veya borcunu ödemezsen icraya veririz tehditi dışında ne etkisi var meslek üzerinde?
“Bu meslektaşımız iş arıyor, bu firma da eleman arıyor benzeri staj yapmak isteyenlerin CV’leri” içerikli e-posta göndermek mi TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI’nın görevi?
Ülkemizin içinde bulunduğu savaş ve katliam ortamında TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI’nın üyelik aidatını ödemeyenleri haciz talebi ile dava etmesi, meslek etiğine aykırıdır. Bunun yerine zaten sınırlı sayıda aktif üyesi olan meslektaşlarla bireysel görüşmeler yapılarak, insancıl bir yaklaşımla ve tasarruf tedbirleriyle odanın mesleki hakları koruma mücadelesine devam etmesi daha akla uygundur.
Ancak TMMOB İÇ MİMARLAR ODASI aslında dijitürktür.
Oktay Ekinci “İçmimarlık uydurma bir meslektir” dediyse eğer, haklıymış.
Yozlaşmaya karşı meslek etiğini ve meslektaşların haklarını korumak ve geliştirmek için var olan kurumlar bu görevlerini yerine getiremiyorsa artık onlar da yozlaşmanın birer simgesi haline gelir.
Yapılması gereken bu kurumun “kamu kurumu” statüsünden çıkarılması,Mimarlık Fakültelerinin, Mimarlık Bölümü, İçmimarlık Ana Sanat Dalı mezunlarının görev, yetki, hak ve sorumluluklarının TMMOB MİMARLAR ODASI bünyesinde belirlenmesidir.
Böylece “içmimar” ünvanı üzerinden sömürü ortadan kalkar.
http://www.bodrumgundem.com/2015/10/20/tmmob-ic-mimarlar-odasi-aslinda-dijiturktur
***
from: halil özdemirci
to: se***********@gm***.com
date: Thu, Nov 12, 2015 at 3:06 PM
subject: Protesto
Sayın Serdar Bey,
Öncelikle iyi günler dilerim. Meslektaş olarak ve meslekte bir büyüğümüz olarak gördüğüm için saygıyla devam etmek isterim.
Uzun yazmayacağım bu konu hakkında, istifa etmişsiniz zamanında fakat kabul görülmemiş ya da işleme alınmamış gibi ifadeler var gündemde. Siz de biliyorsunuz ki kimseye ayrım gözetmeden mesleğini icra etmeyenler, etmedikleriniz ispatladıklarında ve o yıla kadar ödenmemiş borcu yoksa diledikleri gibi ayrılmakta özgürdürler. Bunu üzerine ya da yönetimimizden başka biri karşıt bir söz söylemekle yükümlü değildir.
Gel gelelim sizin yazınıza… Okuduğumda önce gülmekle yetindim, ne kadar muhtaç bir yazı dedim kendi kendime, kusuruma bakmayın artık ama…
1-İçmimarlar odası bir dijiturktür derken zamanında sizin de içinde isteyerek bulunduğunuz bir kurumdur.
2-Mimarlar odasının uzmanlaşmış bir koludur.
3-Oktay Ekşinin uydurma meslek deyişini onaylamanız.
Bu gibi ifadeleri yakıştırmak bir yana beklememek üzere yönetime girmiş genç bir meslektaşınızım.
Sıkıntılar, yanlışlar, aksaklıklar ve bunları doğuran yanlışlar mutlaka vardır, olur, olmaz değil ama düzeltmek için çabalayan insanlara da bu kadar fazla yüklenmeniz doğru değil açıkçası.
Önceki yönetimle ilgili bir hayli sıkıntıya düşmüşsünüz fakat, bu asla geneli kapsamaz Serdar Bey!
Bizimle (bu yönetimle) bu konu hakkında iletişime daha düzgün bir şekilde geçmiş olsaydınız illa ki sizin adınıza olumlu sonuçlar çıkarırdık. Ki, sizin gibi mesleğe zamanında gönül vermiş, saygıdeğer meslektaşlarımıza yaptığımız gibi…
Üzülsek de yazınızın karşılığı olarak başka bir şekilde iletişime geçeceğiz sizinle.
Aidat ödemelerinde tüm hukuki yollara başvurmanız gayet doğal hakkınız tabi ki. Basın da dahil elbette…
Kısacası bu kadar kaba olmak yerine uygun bir yazı veya dille görüşebilirdik diye düşünüyorum.
Not: Bu yazıyı sizin son göndermiş olduğunuz yazıya ilişkin yazıyorum.
Saygılarımla.
Halil Özdemirci – 2286
İçmimarlar Odası Genel Sekreteri
22. Dönem
Halil Özdemirci
İçmimar ve Çevre Tasarımcı
Tel: 0533 745 95 11
***
From: Serdar Anlagan
Sent: Thursday, November 12, 2015 4:31 PM
To: halil özdemirci
Subject: Re: Protesto
Sayın Halil Özdemirci,
Nazik üslubunuz için teşekkür ederim. Çalışmalarınızda yardımcı olması için size daha önce odanızla ilgili yazışmalarımı da gönderiyorum. Ben mizahçıyım gülmenize sevindim, yalnız merhum TMMOB başkanının ismi “Oktay Ekşi” değil, “Oktay Ekinci” olacak, maddi bir hata yapmışsınız.
Saygılarımla
Serdar Anlağan
***
from: halil özdemirci
to: Serdar Anlagan
date: Thu, Nov 12, 2015 at 5:04 PM
subject: Re: Protesto
Merhaba Serdar Bey,
İlginize ve geri dönüşünüze çok teşekkür ediyorum.
Oktay Ekincinin soy ismini yanlış yazmışım kusuruma bakmayın. Gazete okurken dalmışım öylece aklımda kalmış, malum memleket meseleleri can sıkıyor : )
Yazılarınızla derhal öncelikle bireysel, daha sonra da yönetim olarak inceleme fırsatı bulacağım.
Saygılarımla, iyi çalışmalar dilerim.
Halil Özdemirci – 2286
İçmimarlar Odası Genel Sekreteri
22. Dönem
13 Nisan 2017 / Bodrum / Muğla
TMMOB İçmimarlar Odası / Ankara
Sayın Genel Sekreter Ömer SENCAR
Sanırım 16 Nisan 2017 tarihindeki referandum ortamında, bir cumhuriyetin diktatörlüğe dönüştürülmesini engelleme mücadelesi yaşanırken, TMMOB İçmimarlar Odası’nın derdi odadan altı yıl önce, o zamana kadarki tüm borcunu ödeyerek istifa etmiş bir üyesine biçtiği 1008 TL aidat borcunu almak.
Odanızla 2011 yılından beri bir çatışma içindeyim.
Bugüne kadar, Yahudilere soykırım uygulayan Nazilerin kullandıkları “Amtssprache” yani “Şiddetsiz İletişim”in teorisyeni Dr.Marshall Rosenberg’in tanımıyla “Dünyanın en tehlikeli dili” olan “Resmi Dil” dışında benimle, bir insan, bir meslektaş, üstelik eski bir meslektaş olarak iletişime geçmediniz.
Hakkını yemeyelim; konuyu-durumu pek idrâk edememiş olsa da, odanızın 22.Dönem Yönetim Kurulunda görev yapan Halil Özdemirci, 2015’te insancıl, saygılı bir yaklaşım girişiminde bulunmuş ancak arkası gelmemişti.
Şimdi yine resmi dil kullanarak “…Yönetmelikler doğrultusunda gerekli Kurulları göreve çağrılmakta veya suç duyurularında…” bulunacağınızı belirtiyorsunuz.
Ne yapacaksınız acaba, zindana mı attıracaksınız?
T.C. Devleti’nin bir üniversitesinin mimarlık fakültesinin mimarlık bölümünün iç mimarlık anasanatdalının mezunu olarak, hakkımla aldığım diplomama dayanarak, anayasanın bana verdiği yetki ve hakları kullanmama, mesleğimi uygulamama “kolluk kuvvetleri” ile engel mi olacaksınız?
Nasıl olacaksınız?
Diyorsunuz ki “…bu yolla üyelikten ayrılanların mesleklerini uyguladıklarının belgelenmesi halinde üyelikten ayrıldıkları tarih itibariyle tüm ödentilerini cezalarıyla birlikte ödemek zorunda kalacakları, hükme bağlanmıştır.”
Yani İçmimarlar Odası’na bir kere üye oldun mu, mesleği uyguladığın sürece aidat ödeyeceksin. İstifa etsen bile!
Üye olmazsan karışamayız!
Bu ne etiğe, ne de mantığa uygundur.
Ben size 2011’de, 2015’te ve şimdi 2017’de beyan ettim ki, “İçmimarlık Mesleği”ni uygulayarak para kazanmıyorum. İşin özü, içinde bulunduğumuz bu yoz ortamda, sistemin bir bileşeni olmayı red ederek, 2004 yılında terk-i ticaret ettim. İşsizim, çalışmıyorum.
Ancak siz “Beyan Esastır” ilkesine aykırı olarak, beyanımı kabul etmiyor, beni “Napolyon Kodu” gibi baştan yalancılıkla suçlayan bir yaklaşımla, “Suçsuzluğumu ispat etmeye” davet eden bir tavırla, 20. Dönem odanız yönetim kurulu üyesi olan Abdullah ALKAN’ın, meslektaşını hiçe sayan, insansız üslûbunu sürdürerek, bana borç çıkarıyor ve bir de üstüne “suç duyurusu” ifadesi ile tehdit ediyorsunuz.
T.C. Mahkemelerindeki hakimlerin “bilgisizliğine” ya da “ODTÜ’nün baş hukuk danışmanı”avukatınıza mı güveniyorsunuz?
Modern hukuk bireyin hakkını devlete karşı korumak üzerine kuruludur, haberiniz var mı?
Görelim bakalım, bulunun “suç duyurunuzda” başlatın haciz davanızı.
Saygılarımla
Serdar Anlağan
Kurumu oluşturan ve nitelik kazandıran şey içinde bulunan insanlardır. Sizin eleştiriniz insanlarıyken bizim haklarımızı koruyacak bir kurumun adına zarar verecek şekilde yapılan ağır eleştiriler, bana etik gelmiyor. Hele ki mesleğinizi seven ve etik değerlere saygısı olan bir İçmimar olduğunuzu söylerken bu eleştiriler yapılması daha da kötü… Bir şeyi suçlarken ilk önce kendinize dönüp” ben neler yaptım bu kurum için”, “ne yenilikler getirdim bu yönetmelikler için” , “elimi taşın altına koydum mu ?”diye sorgulamanızı öneririm… Yeni mezun olacak bir son sınıf öğrencisi olarak düşünüyorum ve bize bırakacağınız şey bu olmamalı… Deneyimlerinizi paylaşabileceğiniz oda için neler yapıldı bunları paylaşabileceğiniz oda kültürünü yeni nesilleree aktarabileceğiniz , güzel bir ortam yaratıp bizlerle paylaşmanız gerekirken kurumu kötüleyen ,yeni iç mimarları bu kurumdan soğutacak durumları paylaşıyorsunuz üzüldüm… Hele ki İçmarlık haklarımızın korunması için birlik olmamız gereken bu dönemde….
Kendi iç tüzüklerine uymayan ilk kurum değiller. Bu yüzden de çok yarırgamamak lazım. Ancak meslek üyesini esir etmek konusunda cidden enteresan bir yöntemleri var.
Amerikalılar’ın bir ifadesi vardır: “I don’t buy it!”…Argo Türkçe’de “…yemezler” diye kullanılıyor.
Bir kere burada gayet bozuk bir Türkçeyle, kimliğini gizleyerek ve güya kendini öğrenci vs. diye tanıtarak TMMOB İç Mimarlar Odası’nı hem de duygu istismarıyla savunmaya ve asıl mağduru karalamaya çalışan kişilerin niyetleri şüphe uyandırıyor. Bu yüzden bunlara yanıt vermeye tenezzül etmiyorum.
İkincisi, yazıyı baştan sona okuyanlar anlamışlardır ki burada sorun şahıslar değildir. Sorun yozlaşmış bir kurumdur. Yozlaşmıştır çünkü meslektaşlarının haklarını kazanmak, korumak, geliştirmek amacından sapmış ve tam tersine bu kuruma üye olan meslektaşlarını istismar etmeye, sömürmeye yönelmiştir. Kurumun yöneticileri değişmekte ancak bu yozluk devam ettirilmektedir.
Bu yozluğun merkezi Ankara’dır. Çukurambar’dır.
İstanbul’u, İzmir’i tenzih ederim.
Et kokarsa tuzlarsın, tuz kokarsa?
Bu cahil ve kendini bilmez çıkarcılar gerçekten neyle uğraştıklarını biliyorlar mı?
“Kamu kurumu statüsü” gibi tumturaklı sıfatları kullanarak, TMMOB gibi T.C.’nin temel kurumlarından birinin şemsiyesi altında iş çevirmeye güvenerek, etiği, hukuğu mantığı çiğneyen uygulamalarla, ağlarına düşürdükleri meslektaşlarını ezebileceklerini, sömürebileceklerini mi sanıyorlar?
İç Mimarlık ve mimarlık birbirinden asla ayrılamayan tek bir meslektir. Yalnız bizim iç mimarlar genelde naif, sanatçı narinliği olan, mücadele geleneği olmayan bireylerdir.
Ama aralarından Reşat Sevinçsoy gibi üstatlarımız da çıkar.
Bizim meslekte tolerans istismarın başladığı yerde biter.
Baştan sona her kelimesine katılıyorum. Meslek değeri para toplamakla artmıyor. Çalışmayan çabalamayan bir odaya verdiğim bir lirayı dahi helal etmiyorum
Değerli meslektaşım basamakları çıkmadan ışığı göremezsiniz, İçmimarlık mesleğini icra edecek kişilerin TC Anayasasının 135. Maddesi gereğince, Odaya üye olmaları yasal bir zorunluluktur. Gel gelelim meslek örgütümüzün durumuna Yönetim sizin aynanızdır, ve gönüllü bir iştir, mesleğe hizmettir, mücadele vermez iseniz elinizden ekmeğinizi alırlar, bu mücadele İçmimarlar Odasında birkaç kişinin sırtına yüklenmiş, kurtlar sofrasına dönen, piyasada yem olan içmimarlık sektörünün kurtlar tarafından parçalanmasına adeta meslektaşlarımız bile bu yazılarla alkış tutmaktadır. Yüzde doksan dokuzu farklı meslek guruplarınca işgal edilen mesleğimizin devlet kadrolarında durumu daha vahimdir. Devletimiz adeta bir mimar devleti olmuştur. Hangi kurum içmimar almaya kalkışmışa mimarlar meclisteki mevcut 30 civarındaki milletvekilleriyle emekli bakan ve bürokratlarıyla olayı bloke etmişlerdir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tamamen mimar egemen bir yapıya bürünmüş açtığımız davalarda bu mimar lobisi mahkemeleri yanıltmıştır. Gelgelelim Devlet Personel Başkanlığı ile Yök arasında dönen İçmimarlığı devletten yok etme daleverasına, Odamız Devlet Personel Başkanlığına yazdığı yazıda dedi ki 2005 yılında mimarlık mesleğinin içerisinden İçmimarlığı çıkarılmış mahkeme kararları var bu kararlara göre eşit miktarda mimar ve içmimar al,bunun üzerine dalevera başlıyor Devlet Personel Başkanlığı YÖK e bir sorayım diyor.&0 yıldır Mimar kadrosu İçmimar sınıfına atanan İçmimarlığın sehven alınmış bir kararla mimar kadrosuna atandığı kararını alıp İçmimarların Teknik hizmetler sınıfına atanabileceğine karar veriyor ve ne hikmetse bu komisyon Devlet memurluğu kanunundaki teknik hizmetler maddesini okumadan karar vermiş oluyorBu kadronun içerisin de arkeologdan jeomorfoloğa ant tarihçisine kadar tüm meslekler var İçmimar yok ve görmüyor İçmimara uzayı gösteriyor uzayda bir yerde istihdam. Odamız Konuyu mahkemelere ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna gönderiyor. Cumhurbaşkanlığı Baş denetçiliği arıyor 1 saat telefonda tartışıyoruz devlet vatandaşına entrika kurar mı diyoruz. Haklısınız diyor Kanunu değiştirin lafı dolandırıyor. Tabiki Odamız bununla da bırakmıyor, Devlet bürokrasisinde etkin olan içmimar eşlerinden yardım alıyor olayı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına Ak parti Genel Başkan Yardımcıları üzerinden götürüyor sunumlar görüşmeler tak bir seçim sil baştan. Uğraşlar sürüyor bu kadar uğraş bu kadar mücadele Mimarlığın devleti kuşatan bürokrasisi ve siyasal gücüyle Odadaki bir avuç kişi savaşsın, sizin gibilerde, destek vereceklerine mimarların ekmeğine yağ sürecek böyle yazılar paylaşın sonrada neden benim işim yok deyin nasılsanız öyle yönetilirsiniz.Bu yazıya gereken cevabı vermek yerine paylaştığınız için çok ayıp ettiniz.
https://www.icmimarlarodasi.org.tr/webroot/uploads/166_devlet_personel_baskanligi.pdf
https://www.icmimarlarodasi.org.tr/tr/haber_detay/246/tmmob-icmimarlar-odasi-yonetim-kurulu-t-c-cevre-ve-sehircilik-bakani-sn-mehmet-ozhaseki-yi-makaminda-ziyaret-etti
Merhabalar,
icmimarlikdergisi.com özgür bir platformdur. Herkesin görüşüne açıktır. Sizlerin de görüşü bu vesile ile burada yer almaktadır.
Muhittin İnce’nin yazısından alıntı:
“…Uğraşlar sürüyor bu kadar uğraş bu kadar mücadele Mimarlığın devleti kuşatan bürokrasisi ve siyasal gücüyle Odadaki bir avuç kişi savaşsın, sizin gibilerde, destek vereceklerine mimarların ekmeğine yağ sürecek böyle yazılar paylaşın sonrada neden benim işim yok deyin nasılsanız öyle yönetilirsiniz.Bu yazıya gereken cevabı vermek yerine paylaştığınız için çok ayıp ettiniz.”
Bak!..bak!..
“…sizin gibilerde” diyor!
Dahi anlamına gelen de ve da’lar ayrı yazılır.
Sonra “…sonrada neden benim işim yok deyin nasılsanız öyle yönetilirsiniz” diyor!
Dahi anlamına gelen de ve da’lar ayrı yazılır.(iki)
Bir de “…ayıp ettiniz” diyor!
Bizi terbiye ediyor, ahkâm kesiyor, akıl öğretiyor.
Bir de üstü kapalı bir “kabadayılık” seziliyor!
İşte en baştan beri, 2011 yılından beri, yukarıda yayınlanan belki onlarca sayfa yazışmada yer mesleki etik sorunu bu!
Bu adamlar doğrudan karşımıza çıkamıyor ya isimsiz yazılar yazıyor ya bir takım güya “resmi” açıklamalarla aba altından sopa gösteriyor, sonunda icra davası açıyor, işi inada bindirip Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemelerini boş yere meşgul ediyor.
Böyle açıktan karşımıza çıkınca da kullanabildikleri yegâne üslup bu.
Sayın Meslektaşlarım,
Ben 17 Temmuz 1991 tarihinde T.C. Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü – İç Mimarlık Ana Sanat Dalı’ndan mezun olarak 8400 No.lu lisans diploması ile mesleğim ile igili kanunların verdiği tüm yetkileri kullanmaya hak kazandım.
2002 Yılında TMMOB İç Mimarlar Odası’na 817 No. ile üye oldum. 2004 Yılında meslekten ayrıldım, terk-i ticaret ettim ve o tarihten beri mesleğimle ilgili hiç bir profesyonel çalışmada bulunmadım. 2004 Yılından beri vergi mükellefi değilim, işsizim.
TMMOB İç Mimarlar Odası üyelik aidatı borcum olduğunu iddia ediyor. Benim borcum yoktur çünkü 29 Kasım 2011’de e-posta yoluyla ve daha sonra o zamana kadarki tüm aidat borcumu ödeyerek 13 Aralık 2011’de el yazımla gönderdiğim fax marifetiyle TMMOB İç Mimarlar Odası’ndan istifa ettim.
Ancak TMMOB İç Mimarlar Odası, odanın Ana Yönetmeliği’nin 9.maddesinin 2. fıkrasında ve aynı yönetmeliğin 66.maddesinin 4.fıkrasında belirtilen hükümlere göre gerekli belgeleri iletip istifa sürecini tamamlamadığım için hala borçlu olduğumu öne sürüyor.
Buna göre ben 2011 yılında o zamana kadarki tüm aidat borcumu ödeyerek istifa ettiğimde, TMMOB İç Mimarlar Odası’na üye kimlik kartımı iade etmemişim, ıslak imzalı dilekçe vermemişim, çalışmadığıma dair Sosyal Güvenlik Kurumundan alınması gereken belgeyi vermemişim.
Üyelik kartımı kaybettim. Islak imzalı dilekçe yerine el yazımla imzalı fax çektim. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alınması gereken belgeye gelince: Bilerek vermedim çünkü amacım eğer TMMOB İç Mimarlar Odası yönetimi daha önce gösterdiği mesleki etik dışı muameleyi tekrarlarsa bunlara karşı bir mücadele başlatmaktı.
Bu yüzden karşınızdayım. Meslek onurumu savunmak için.
Sayın Meslektaşlarım,
Anayasa’nın 135.maddesinden bahsediyorlar.
Söz konusu madde şöyle:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI / H. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hakkında
MADDE 135- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.
Bu paragraftaki “…meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak”la yükümlü TMMOB İç Mimarlar Odası’nın bana gönderdiği bir belgeyi dikkatinize arz ederim. (TMMOB İç Mim. O. ihtar yazısı)
TMMOB İç Mimarlar Odası antetli ve odanın Hukuk Müşaviri Av. Oğuz Atasoy’un ıslak imzası bulunan tarih atılmamış bu ihtar yazısının zarfında postalandığı tarih 22.05.2017’dir.
TMMOB İç Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Av. Oğuz Atasoy ihtar yazısının bir yerinde şu beyanda bulunmaktadır:
“…üyelikten ayrılanların mesleklerini uyguladıklarının belgelenmesi halinde, bu durumda bulunanlar üyelikten ayrıldıkları tarihten itibaren tüm aidatlarını cezalarıyla birlikte ödemek zorundadırlar”
Yani, ben TMMOB İç Mimarlar Odası’nın Ana Yönetmeliğine tam olarak uygun şekilde istifa etmiş olsaydım bile, daha sonra mesleğimi icra etmeye karar verip çalışmaya başladığımda, istifa etmiş bulunduğum TMMOB İç Mimarlar Odası’na aidat borcu adı altında para ödemek zorunda kalacaktım.
Oysa aynı Av. Oğuz Atasoy, yüce mahkemenize sunduğu açıklamaların 6.maddesinde şöyle diyor:
“…mesleğini belli bir süre ya da süresiz olarak uygulamayacağını, bu yoldan gelir elde etmeyeceğini bildiren üyelerin üyelikten ayrılabileceği hükme bağlanmıştır.”
Av. Oğuz Atasoy aynı maddede, istifanın kabulü için gerekli belgelerin arasında “…Çalışıyor isen; çalıştığı iş yerinden alacağı yaptığı işi ve unvanını gösteren yazının veya kendi adına çalışıyor ise yaptığı işi gösterir vergi kaydının Odaya ulaştırılması gerekmektedir” diyor.
Av. Oğuz Atasoy’un bana 22.05.2017 tarihinde ıslak imzalı olarak gönderdiği ihtar yazısındaki ifade burada yer almıyor, aksine burada çalışıyor olsam dahi gerekli belgeleri temin ettiğimde istifamın kabul göreceği yazıyor. İleriye yönelik bir aidat borcu yaptırımından bahsedilmiyor.
TMMOB İç Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Av. Oğuz Atasoy’un bu tutumu TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI /H. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hakkındaki MADDE 135’te belirtilen “…meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak” ifadesine uygun mudur?
3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanunun 1.maddesinin a bendinde, “Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde mühendislik ve mimarlık ünvan ve salâhiyeti ile sanat icra etmek isteyenlerin mühendislik veya mimarlık tahsilini gösteren Türk yüksek mekteplerinden verilen diplomaya haiz olmaları gerekir” diye yazıyor.
Türkiye’de kaç adet “İç Mimar” vardır ve bunlardan kaç adeti mimarlık fakültesi mezunudur?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın kaç adet üyesi vardır?
TMMOB İç Mimarlar Odası üyelerin kaç adeti mimarlık fakültesi mezunudur?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın üyesi olmayan ve iç mimarlık mesleğini icra eden kaç adet “İç Mimar” vardır?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın üyesi olmadığı halde iç mimarlık mesleğini icra edenler üzerinde her hangi bir yaptırımı var mıdır?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın mesleki hakların korunması ve geliştirilmesi, örneğin yıllardır önemli bir tartışma konusu olan “İç Mimarların İmza Hakkı” hususunda bugüne kadar bir kazanımı var mıdır?
TMMOB İç Mimarlar Odası’nın şube başkanlarının çeşitli yerel gazetelerde eş zamanlı olarak açıkladıklarına göre T.C. ve KKTC’nde diplomalı 60.000 iç mimar varmış. Ben burada yalnızca üç şube yetkilisinin, Bodrum, İstanbul ve Kırklareli temsilcilerinin noktası virgülüne varana kadar aynı ifadelerle yaptıkları basın açıklamalarına dikkatinizi çekerim.
Burada eklemediğim daha bir çok şube 2018 yılının yaz aylarında aynı açıklamayı yapmışlardır.
Benim bildiğim kadarıyla TMMOB İç Mimarlar Odası’nın 4800 üyesi vardır.
Av. Oğuz Atasoy, yüce mahkemenize sunduğu açıklamaların 3.maddesinde 6235 sayılı TMMOB Kanuna dayanarak, 25.04.2006 tarih ve 26149 sayılı Resmi gazetede yayınlanan TMMOB İç Mimarlar Odası Ana Yönetmeliği 7/(a)-1 maddesine istinaden şöyle diyor:
“…Türkiye sınırları içerisinde mesleklerini ve sanatlarını uygulamaya yasal olarak yetkili bulunan iç mimarların, mesleki faaliyette bulunabilmeleri veya meslekleriyle ilgili bir işte çalışabilmeleri veyahut meslek alanıyla ilgili eğitim faaliyetlerinde bulunabilmeleri için mezuniyetlerini izleyen bir ay içinde Odaya üye olmaları ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri zorunludur”
Ancak TMMOB İç Mimarlar Odası’nın kendi beyanlarına dayanarak 60.000 iç mimarın arasında yalnızca 4800’ü üzerinde aidat borcu yaptırımı var. Odaya üye olmayanlara karışamıyor.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti hakkındaki maddesinde şöyle yazıyor:
MADDE 48- Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.
Av. Oğuz Atasoy’un bana 22.05.2017 tarihinde ıslak imzalı olarak gönderdiği ihtar yazısındaki ifadesi anayasanın bu maddesine uygun mudur?
Mesleki hakların korunmasında, geliştirilmesinde, kazanımında hiç bir faydası olmayan, yetkisiz olarak iç mimarlık mesleğini icra edenler üzerinde hiç bir fiili yaptırımı olmayan TMMOB İç Mimarlar Odası, üyesi olmayan iç mimarlara karışamıyor.
Sayın Meslektaşlarım,
TMMOB İç Mimarlar Odası sözlü ifade ile, e-posta ile, elyazısı ve ıslak imzalı fax ile 2011 yılında o zamana kadarki tüm borcunu ödeyerek istifa etmiş olan bir üyesine, TMMOB İç Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Av. Oğuz Atasoy’un yanıltıcı ifadesiyle ihtar yazısı gönderiyor ve icra takibi başlatıyor sonra da dava ediyor.
İç Mimarlık Mesleği’nin tarifindeki karmaşa ve yasaların İç Mimarların yetkilerini ve haklarını belirlemekteki eksikliğinden dolayı, fakülteden mezuniyetimden beri geçen 27 yıl yasalarla korunan hiç bir hak ve yetkim olmadan haksız rekabet ve suistimal ortamı içinde geçti.
2005 Yılından sonra gelen tüm TMMOB İç Mimarlar Odası yönetimlerinin mesleki haklarımın kazanılması ve korunması hususunda hiç bir yararı olmadığı gibi mesleki dayanışma maksadı ile üye olduğum bu söz konusu kurumun bünyesine mimarlık fakültesinden mezun olmayan kişileri de üye kabul ettiğini bildiğimden ve haksız rekabet ve suistimale ortak olduğunu düşündüğümden benden istedikleri Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alabileceğim belgeyi teslim etmeyi reddettim.
Bu Dava bir borç davası değildir. Bir mesleki onur davasıdır.
Meslek yalnızca para kazanmak odaklı olamaz. Meslek içinde etiği, hakkaniyeti, liyakâti de içerir. Ben 2005 yılından beri TMMOB İç Mimarlar Odası yönetimlerinde bu anlayışı göremedim. Eğer içlerinden birisi çıkıp da insan merkezli bir yaklaşımda bulunsaydı şu an bu tartışma yaşanmıyor olurdu.
TMMOB İç Mimarlar Odası’na aidat borcum yoktur.
Bu Muhittin İnce’nin anlattığı fantastik “mimar – iç mimar savaşı efsanesi”nin de tartışılan konuyla ilgisi yoktur.
Bak, de’ler da’lar ayrı…Dahi anlamında…(üç)
Öğren de gel!
Çok haklısınız.Ben Işık Üniversitesi İç mimarlık bölümünden 2015 yılında mezun oldum.3 senedirli iş arıyorum .İç mimarlar odasına üye oldum.Fakat bu kuruluşun yakın ilgisini hiç göremedim.Ne iş konusunda ne de tavsiyede yardımcı olmadılar .Biz İç mimarlar biraraya gelip bunu dile getirmeliyiz .
İç mimarlık okudum ama o başta dediğiniz statik çatı hesapları hatta mukavemet bile gördüm önce odanın ele alması gereken alanın konuları yada bana lütfen iadeyi itibar yaparak inşaat mühendisliği ve mimar iç mimar hepsine ait bir diploma versinler çünkü ayıptır ya rahat rahat mezun oldu diğer okullar harita bilgisi gördüm ya arazi ölçümü burdan maltepe üniversitesini protesto ediyorum.
Değerli Meslektaşım Batuhan,
Uğradığın haksızlık toplumsaldır. Önce bunu iyice anlamalıyız. Diyalektiğin “bütünsellik” ilkesinden hareketle düşünmeliyiz ta en baştan…”İnsanın özü, tek tek her bireyde var olan bir soyutlama değildir. Gerçekte, insanın özü, toplumsal ilişkilerin toplamıdır”*
Şimdi sen, genç bir meslektaş olarak verdiğin emekle hakkın olan diplomanla edindiğin mesleği, yasalardaki eksiklik ve “piyasa”daki “ahlaksızlık” yüzünden icra edemediğinden, ezildiğinden ve sömürüldüğünden yakınıyorsun, mezun olduğun üniversiteyi suçluyorsun.
Belki de doğru, o üniversite belki de mesleği “metalaştırmak”tan suçlu olabilir. Kâr için, para için…Üniversite değildir belki de, ticari bir işletmedir, kuruyemişçidir…Bilemem!
Ama asıl sorun bu değil.
Asıl sorun sömürü.
Sömürüye karşı çıkmak, anarrrşizt, terrrörizt, bölllücü hayınnn, deli, manyak, accayip ve saire olmak değildir.
İnsanlaşmak, insan olmaktır.
Yaşamdan yana, çocuklardan yana olmaktır.
Meslektaş olmaktır.
Anne olmak, baba olmaktır.
Sorumluluk sahibi olmaktır.
Büyümektir.
Dekorasyon ya da İngilizce “İnterior Design” ayrı bir “uğraş”dır ama meslek değildir.
İç Mimarlık yani İngilizce “İnterior Architecture” mimarlık mesleğinin uzmanlaşmış bir “Ana Sanat Dalı”dır ve bir MESLEKTİR.
Sömürücülerin eline geçen yozlaşmış “SAHTE MESLEK ODALARI” öncelikle bu iki dalı birbirine karıştırarak, hem anne-babaları hem de gençleri istismar ediyorlar.
Hayalimdir ve umutluyum, bir gün Türkiyeli İç Mimarlar toplanacaklar, bir “Kongre” yapacaklar, mesleklerine sahip çıkacaklar, “Dekorasyon”un bir sanat olduğunu ama “İÇ MİMARLIK MESLEĞİ İLE AYNI ŞEY OLMADIĞINI” ilan edecek ve mesleki etiğin en başta “MESLEKİ ŞOVENİZM YAPMAMAK” üzerine kurulduğundan hareketle özgürleşecekler.
Haklarını alacaklar.
Haklarını almak için en başta FAŞİZME KARŞI ÇIKTIKLARINI ilan edecekler kamuoyuna.
Belki ben göremem ama umarım sen görürsün.
Selamlarımla.
*Marx
Sayın Anlağan. Hikayenizi okudum yorum yapan meslektaslarinizda dahil.umarım siz ve sizin gibi bir çok meslektaşınız bu magduriyetten kurtulur.iç mimarlık kolay bir meslek olmadığı gibi, büyük ölçüde emek matematik ve sabır isteyen bir iştir. Haklı olduğunuzu düşünüyorum. Yanlız değilsiniz.
Çok teşekkür ederim…Kurtuldum…Davayı kaybettim, parası neyse ödedim…üstüne bir adisyon daha çıkardılar, “şu kadar daha vereceksin” dediler…onu da ödedim…kafam rahat…ama…o yazılar…o eleştiriler…o karikatürler…o onbinlerce kez okunmalar…o kaymaklar, ballar, sütler…onlar artık n’olur onu bilmem…gerisi siz sevgili genç meslektaşlarımıza kalmış…
…Unutmadan, İç Mimarlık Dergisi’ne bana söz hakkı tanıdığı için bir kez daha teşekkür ederim. Meslek etiği adına katkıda bulundunuz. Selamlar.
Merhaba Serdar Bey
Tüm söylediklerinize bire bir katılıyor ve aidat borcumu ödeyip , üyeliğimi sildireceğim.2014 yılından bu yana çalışmadığım halde…Keşke çalışmadığım halde odanın faliyetlerini görseydim ödemeye devam ederdim.Bu haksız sömürgeciliğe son vermek benim için bir görevdir.Size teşekkür ederim.
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz, 10 yılı aşkın süredir bu meslekte karşılaştığım onca suistimale tek bir etkisi bulunmayan, yıllardır imza hakkımızı alacağız zırvası yapıp, zorla aidat parası diye ilik sömüren bu odaya hakkımı helal etmiyorum
Açıkçası aklımdan geçenlerin hepsini yazıya dökmüşsünüz.Oda adı altında hiçbir hakkımızı alamamış bize hiçbir yetki hakkı tanıtamamış aç mimarlar topluluğu iş aidata gelince canavar kesiliyorlar.Sırf destek olmak için odaya kayıt olmuş ve hiçbir icraatlarına tanık olmayıp artık ayrılmak isteyen biri olarak, üyelerine gelince takır takır icra, yasa ,ödeme emri adı altında saldırıp , odaya hiç kayıt olmamış hatta üstüne bir iki program kullanmayı öğrenip, designerız diye gezenlere, oda üyeleri kadar saldırmışlar mıdır acaba bu da bir muamma? Tabi adamlara saldırınca adamlar ” siz ilk önce iç mimarlara bir imza yetkisi alın,yani türkçesi iç mimarları adam yerine koydurun,sonra gelip bizi ısırmaya çalışın” demezler mi? Bence derlerse haklılar.Kendim müteahhitlik yapıyorum.Elektrik teknikerinin bile elektrik projesinde imzasına ihtiyacımız var.Bazı işlerde peyzaj mimarına bile yetki var ama bize yetki yok aidat var.Bizleri tehdit edecekerline kendilerini tenkit etseler,sonra da şapkalarını önüne koyup düşünseler,çok daha olumlu ilerleyecekler.
Sevgili meslektaşım, demek Çukurambar İçmimarlar mafyası sonunda sana da “çökmüş”!..
Genç meslektaşlar benim “deli dumrul” mücadelemi okuyup, “ne yapalım?” diye soruyorlar bazen…
Örneğin İç Mimar Hatice Kundakçı da yazdı, ona verdiğim yanıtı iletiyorum:
“Sevgili Hatice, ben 2005’te UIA 22.Dünya Mimarlık Kongresi’nde konuşma yaptığımda, o zamanki İç Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri sevgili Cenk Çakıl, konuşmamı engellemeye çalışanlara karşı oda adına yazı yazarak destek olmuştu. O zamanki İst. başkanı Adil Bey de değerli bir meslektaşımızdı.
Ama maalesef, Ankara ve özellikle Bilkent Üniv. mezunu bir grup, odaya çöktü.
Bunlar, belli “loca”ların adamları.
Bunlarla senin tek başına baş etmen ne yazık ki pek mümkün değil.
Örgütlü mücadele olmadan, hakkınızı alamazsınız.
Sevgiyle.
Not: Ben zaten, davayı kaybedeceğimi bilerek, bunları deşifre etmek ve benden sonra gelenlere haklarını savunmada, sömürüye karşı çıkmada yol göstermek için yıllarca mücadele ettim.