HARTBART Design ‘Mekan-İnsan Arasındaki İlişkiyi Doğru Kurabilen Ve İz Bırakan Tasarımcılar Olmak Birincil Hedefimiz.’

Aviled Mimarım sponsorluğunda bu hafta Bursa HARBART Design Tasarım Ofisi'nin kurucusu Hakan Yeşilbaş ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

0 3.841

Hakan Bey, bize kendinizden ve ofisinizin kurulum sürecinden bahsedebilir misiniz?

1985 yılında Bursa’da doğdum. 2010 yılında Kadir Has Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstriyel Tasarım bölümünden mezun oldum. Çocukluğumdan beri babamın demir atölyesinde çalışıyordum. Kendisi Bursa SOM Metalin kurucusudur. Aynı zamanda ailemin bir kısmı mobilya işiyle ilgileniyor. Hatta bundan yıllar önce dedemler İstanbul Tiyatrosunun dekorlarını ve o zamanların sinema dekorlarını üretiyorlarmış. İmalat ve üretimle ilgili yeterli bilgiyi edindikten sonra kendi yolumda yürümeye karar verdim ve home ofis çalışmaya başladım. Bu süreç içinde görüşme yaptığım Bursa’daki önemli  tasarım ofislerinden bir tanesi olan BAŞKA Mimarlık , meslek hayatımda önemli katkılarda bulunmuştur. Ve 3,5 yıl önce HARTBART Design tasarım ofisinin kuruluşunu bu şekilde gerçekleştirmiş oldum.

Bir ekip olarak mı çalışıyorsunuz? Projelerin işleyişi nasıl gerçekleşiyor?

HARTBART tasarım ekibi iki ortaktan oluşuyor. Onun dışında bir şantiyeyle ilgilenen bir arkadaşımız daha var. Çizimleri genellikle ben yapıyorum. Tek başıma çalışmaktan keyif alan biriyim. Ayrıca tasarımı birine emanet etmenin oldukça zor olduğu kanaatindeyim. Bunun dışında bazı zamanlarda şantiyeyle de ilgilendiğim oluyor. Ve şantiyeyle ilgilenen arkadaşım Hasan Bey’in çizime destek verdiği zamanlar oluyor. Ofisimizde tam bir iş birliği halinde çalışıyoruz. Rahat ve esnek çalışmaktan keyif alıyoruz. Ve işimizi çok severek ve detaylı bir şekilde yapıyoruz.

HARBART Design Tasarım Ofisinin olmazsa olmaz ideali nedir?

Kısıtlı olan vaktimizi imalat ve büyük uygulama projelerine ayırmaktan ziyade tasarım odaklı çalışan bir ekibiz. İyi tasarımcılar olmak birincil hedefimiz. Tasarım ve sanat üzerine ilerlemek ve iz bırakmak istiyoruz.

Ofisinize bir proje geldiğinde dikkate aldığınız belirli bir kriter var mı? Proje süreciniz nasıl ilerliyor?

En önemli kriter müşteriyle aramızda sağlıklı bir iletişim kurulması. Sağlıklı iletişim kurulduğunda ortaya başarılı projeler çıkıyor. Proje sürecinde ilk olarak rölöve alıyoruz. Daha sonra projenin ilerleyişi hakkında planlama yapıyoruz. Yerleşim planını oturttuktan sonra tekrar müşterimizle konuşuyoruz. Buradaki en önemli nokta mekan-insan arasındaki ilişkiyi doğru kurabilmek. Bazı noktaları ise kullanıcıya bırakmayı seviyorum. Onlar bize referans olmuş oluyorlar. Aynı zamanda mekan içerisine kullanıcının kendi dokunuşlarını katmasının daha sonra kişiye daha çok keyif vereceğini düşünüyorum. Ve projelerde müşterimin karakterini yansıtmayı seviyorum.

Sizi en iyi temsil ettiğini düşündüğünüz projeniz hangisi?

Alaçatı’da yaptığım bir butik otel. Bir iki yıl önce yaptığım proje meslek hayatımdaki ilerleyişimde önemli bir nokta ve imzadır. Aynı zamanda oldukça özgür çalışmış olmam ve projeyi tamamıyla uygulayabilmiş olmam bizi keyifli bir sonuca götürdü.  Mekan içerisinde bulunan 7 farklı odayı 7 farklı konseptte yaptık. Ve her oda farklı bir isme sahip. Bu proje aynı zamanda İzmir’de güzel bir çevre edinmeme de katkı sağlamış oldu. Benim için en özel ve eğlenceli iş, bu otel projesi diyebilirim.

Sizce bir projeyi başarılı kılan en önemli özellikler nelerdir?

İlk olarak projeyi kendim beğenmeli ve içime sindirmeliyim. İkinciye ,üçüncüye revize ettiğim hatta sıfırdan çizdiğim projeler oldu. Yani ben beğenip müşteriye sunduğum zaman müşterim beğenmemiş olsa bile o benim için başarılı bir iş olmuş oluyor. Tabii ki bu durumu anlayışla karşılayabiliyorum. Çünkü hem konuya uzak olmaları hem de işleve odaklanmaları sebebiyle bazen olayı tam olarak kavrayamayabiliyorlar. Aynı zamanda projede günümüzde mevcut olan son yenilikleri takip etmenin de projeyi başarılı kılan oldukça önemli bir etken olduğunu düşünüyorum.

İç mimarlık mesleğinin öncesinde veya sonrasında farklı bir meslek düşündünüz mü?

Tabii ki düşündüm. Üniversiteye gelene kadar pek çok enstrüman çaldım. Müziği de çok seviyorum. O zamanlarda müziğe mi plastik sanatlara mı yönelmeliyim diye çok düşündüm. Gitar ve piyano çalabiliyorum. Davul ve darbukaya da ilgim var. Güzel sanatların her koluna çok fazla ilgim olduğu için kararsızlık yaşadım. Fakat daha sonra ailemin de yönlendirilmesi doğrultusunda bu mesleğe yöneldim.

Ne tür mekanların tasarımını yapmak size daha çok keyif veriyor?

Ofis, kafe veya işletme projeleri. Bir konut projesinde evin tüm odalarında aynı konsepti uygulayabilmek biraz zahmetli. Bunun sebebi de çok fazla farklı kullanıcı kitlesine hitap etmesi ve her kullanıcının birbirinden bağımsız pek çok isteğinin olması. İşletme ve daha çok ofis projelerinde ise daha özgür çalışabildiğimi düşünüyorum.

Çok keyifli bir sohbetti, bize vakit ayırdığınız ve değerli bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.