Tasarımını Çin’e satan tasarımcı: Muhammet Uzuntaş

Çin'i peşinde koşturan bir tasarımcının başarı öyküsü. Tasarım ihracatıyla Çin'e tasarımını satıp hayal bir tasarım gerçeğe dönüşüyor.

0 36.067

Mert AK: Öncelikle büyük bir popülerlik yakalayan ve tasarımınızı başka bir ülke firmasına satarak elde ettiğiniz gelirden, süt kutusu tasarımından başlayalım. Bize biraz bu süreçten bahseder misiniz? Tasarım süreci nasıl başladı, nasıl ilerlediniz, nelerden ilham aldınız?

Muhammet Uzuntaş: Üniversiteyi kazandığım ilk yılda koridorda bir tasarım yarışması afişi görmüştüm. Ödüller kısmında ‘yurt dışı eğitim bursu’ ve girdiğin dereceye göre para ödülleri yer alıyordu. Afişi incelerken kendime bir kariyer planı çizdim; öğrenciyken yarışma kazanmak ve yurt dışı eğitim bursundan faydalanmak… Kariyer planım buydu. Okuldaki dördüncü yılıma kadar 7- 8 farklı yarışmaya proje hazırladım. Hiç birinde dereceye giremedim. Dördüncü senemin sonlarına doğru koridorda süt ve süt ürünleri plastik ambalaj tasarım yarışması afişi gördüm. O yarışma için fikir aramaya başladım. Bir kafede otururken aklıma inek memesi formunun yukarıda olduğu 4 kapaklı bir süt şişesi fikri geldi fikir biraz saçma gibi gelse de hemen eskizini yaptım. Çok eğlenceli gözüküyordu daha sonra o eskize bakarken şu anki tasarımın formu gözümde canlandı ve kağıda çizimini yaptım. “Acaba yapılmış mı” diye kendime sorarak Pintereste girdim. Benim gibi bu fikir üzerinden bazı tasarımlar yapılmıştı fakat şişe şeklinde bir tasarım göremedim. ‘Tamam’ dedim, bunu proje haline getireceğim. Eve gelir gelmez eskiz üzerinden 3-5 dakika içinde 3 boyutlu bir model oluşturdum. Çok güzel bir oran orantı ve proporsiyon yakalamıştım. Bunu hiç bozmak istemedim ve modele bir daha hiç dokunmadım daha sonra 8-10 gün boyunca grafiklerine ve sunumuna yoğunlaştım. Yaklaşık 10 günün sonunda içime sinen bir çalışma olmuştu. Daha sonra paftalarını düzenleyip yarışmaya gönderdim ve finalde bundan önce katıldığım yarışmalar gibi bunu da kazanamadım…

M.A. :Yabancı firma hakkında bilgi verir misiniz? Kimdir? Size nasıl ulaştılar? Ya da siz mi ürün pazarlamasıyla uğraştınız? Süreç nasıl ilerledi?

M.U. : Şirketin ismi sözleşmede şu şekilde geçiyor: ‘Guanghzhou Honestdairy Co,Ltd’. Çinli bir firma. Firmanın isminin ingilizce karşılığı yok. Doğru bilgiye Çince yazıldığında ulaşılabiliyor. Karışık bir konu… Çinli bir şirket olduğu için doğal olarak şirketin maddi değeri çok yüksek çünkü çok fazla müşterisi var. Bana nasıl ulaştıkları konusu da çok garip. Süt şirketi ünlü markalarla çalışmış bir ambalaj tasarım şirketine gidiyor ve benim süt şişesi tasarımımı göstererek tabiri caizse bundan istiyorum diyor. Daha sonra ambalaj tasarım şirketi benimle iletişime geçmeye çalışıyor, ben dönüş yapmıyorum. 4 defa mesaj aldım. İlk 3’ü sahte bir hesaptan gelmişti. 4. mesaj bir firmadan gelmişti. Son mesajın içeriğinin kısa özeti şu: “Merhaba Muhammet Çin’de tescilin var mı? Seninle işbirliği yapmak istiyoruz. Şu markalarla çalıştık internet sitemiz bu…’ gibi bir mesaj. Bu mesajlar bana güven vermediği için dönüş yapmamıştım. Daha sonra bu süt şirketinde çalışan birisi arkadaşı olan Çin asıllı Amerikalı ürün tasarımcısı X kişisine bu konuyu anlatıyor. Oda instagramda gezerken benim tasarımıma denk geliyor ve oradaki etiketten beni buluyor. Bana bir mesaj atıyor ve ben de meslektaşım olduğu için hemen dönüş yaptım. ‘Şişe tasarımını bir firmaya sattın mı?’ diye bir soru sordu. ‘Hayır’ dedim, “peki bunun için bir fiyat verebilir misin” dedi. Bende ‘kurumsal bir firma mailinden mesaj gelirse bir fiyat veririm’ dedim. 5 dakika içinde bir e-posta aldım. Bir süt şirketindendi direk konuya girilmişti:

“Çin’de hızla yükselen bir şirketiz. Bir süredir yeni bir şişe arayışındayız. Senin tasarımının firmamızı hızla yükselteceğine inanıyoruz. Bu tasarımı bir firmaya sattın mı satmadıysan ne kadara satarsın?”

Sonra ben de bir fiyat söyledim. Karşılığında size üretilebilir bilgiler ve firmanıza göre bir grafik tasarım yaparım dedim. Onlar da “Çin’deki üretim teknolojisi biraz farklı sen X fiyata tasarımını satar mısın? Senden hiç bir üretim bilgisi istemiyoruz” dediler. Ben de ‘eğer tasarımı bozmayacaksınız X rakama size satabilirim’ diye bir cevap yazdım. Onlar da “bu harika söz veriyoruz tasarımını bozmayacağız, hemen bir sözleşme hazırlıyoruz” dediler. (Her şey 10 dakika içinde oldu)

Yaklaşık 10 gün sonra bana bir sözleşme gönderdiler. Sözleşmeyi hemen bir müşavire incelettim ‘çok güzel hazırlanmış rahatlıkla imzalayabilirsin’ dedi. Sözleşmede; ‘eğer aracı bankalar para keserse şirketimiz bu parayı ödeyecektir. Eğer tasarımcı Türk devleti tarafından vergilendirilirse firmamız ödeyecektir’ Gibi ufak tatlı detaylar vardı.

Ben de sözleşmeyi okudum ‘herhangi bir sıkıntı yok şimdi ne yapacağım’ dedim. Bana örnek bir video hazırlamışlar. Videonun içeriği : ‘Ben xx. Honest dairy firması adına tasarım haklarını x fiyata Muhammet Uzuntaş’tan satın alıyorum’ sonra sözleşmeyi imzalıyor ve imzalı belgeleri taratıp bana göndereceğini söylüyordu videoda.

Daha sonra evrakları taratıp bana gönderdiler bende imzalı evrakların çıktısını aldım, kamera karşısına geçtim ve; “ben Muhammet Uzuntaş. Evrakları imzalayarak tasarım haklarımı satıyorum dedim”(kısa özet). Ve hem yazılar okunaklı olacak hemde yüzüm gözükecek şekilde bir video kaydı yaptım. Kamera karşısında evrakları imzaladım parmak izi bastım ve gönderdim. Sonra her şeyin sorunsuz olduğunu videoda ve evraklarda bir problem olmadığını söylediler. Sözleşmede yazdığı gibi 10 gün içinde paramı alacağım söylendi. Şimdiye kadar yapılanların aslında şirket için olduğunu yasalar için orijinal sözleşmeyi imzalamamın gerektiğini söylediler. Bende tamam dedim orijinal sözleşmenin gelmesini beklerken ödemem yapıldı. Ödemem gelince paranın hesabıma geçtiğini e-posta ile karşı tarafa ilettim.

Onlarda bana ‘Bizi daha iyi yönlendirebilmek için bize bazı bilgileri gönderebilir misin? Örneğin 3 boyutlu model veya renk kodları gibi? ‘ Bende 3 boyutlu bir model dosyası ve tasarıma yakışan renkler adında 6-7 farklı renk kombinasyonu gönderdim. Daha sonra Çin’den sözleşmenin orjinali geldi. Kargo süreci sıkıntılı geçti. Kargo formunu el yazısıyla doldurmuşlardı ve latin alfabesini çince gibi yazdıkları için telefon numaram dahil çince gibi gözüküyordu. Bu yüzden kargo yetkilileri az kalsın kargoyu geriye Çin’e gönderiyorlarmış. Meşakkatli bir uğraş sonrası sözleşmeyi teslim aldım. İmzaladım parmak izi bastım ve geri Çin’e gönderdim.

Finalde süt şirketi benim tasarımımın haklarını satın alıp ambalaj tasarım şirketine gidip ‘şimdi bunu referans olarak alın ve bana üretilebilir datalar verin’ demiş oluyor. Bunları da ambalaj tasarım şirketinden gelen mesajdan öğrendim. Sözleşmenin gelmesini beklediğim süreçte eskiden gelen mesajlarıma dönüş yaptım. Ambalaj firmasına şu cevabı yazmıştım: ‘Şişe tasarımını bir firmaya satmak üzereyim. Geç döndüğüm için özür dilerim iyi çalışmalar.’

Bana yapılan geri dönüş: ‘Biliyorum Muhammet. Şu anda senin sözleşmeni hazırlıyorum. Honest Dairy bizim müşterimiz. Bana neden zamanında dönüş yapmadın? Dolandırıcıya mı benziyorum? 😀 ‘ mesajın kısa özeti. 🙂

M.A. : Bu süreçte ‘keşke şunu farklı yapsaydım’ dediğiniz şeyler oldu mu?

M.U. : Bana bir fiyat sorduklarında keşke hemen bir fiyat  vermeseydim. 10 dakikada tasarımı satmış oldum. Firmanın Çince ismini veya internet sitesinin linkini isteyebilirdim. Süreci daha doğru yönetebilirdim. Çünkü sözleşme gelene kadar firmanın çince ismini bilmediğim için firma hakkında net bilgilere erişememiştim. Bir de teklif ettiğim fiyatı hemen kabul ettikleri için acaba daha yüksek bir fiyat mı söyleseydim dediğim oldu…

M.A. : Birçok farklı tasarımlar ürettiğinizi görüyoruz; hepsi birbirinden bağımsız alanlarda. Kimisi hoparlör, kimisi zırhlı araç ve süt kutusu… Nelerden ilham alarak yola koyuluyorsunuz? Ya da odaklanmak istediğiniz bir alan var mı?

M.U. : Çoğu öğrenci işlerim, okul projelerim veya yarışmalar için hazırladığım projeler açıkçası. Mümkün olduğu kadar kendini anlatan tasarımlar yapmaya çalışıyorum. Yazı yazmak istemiyorum tasarımı gören kullanıcının ürünün ne olduğunu nasıl kullanıldığını ilk bakışta anlamasını amaçlıyorum. Estetik ve işlevsellik ikilisinden ödün vermemeye çalışıyorum. Ürün tasarımı geniş bir yelpaze… Şu an için odaklanmak istediğim bir alan yok diyebilirim.

M.A. : Peki sizinle aynı süreci yaşayan ya da yaşayacaklar için kesinlikle dikkat etmeleri gereken tavsiyeleriniz nedir desem?

M.U. : Eğer bir tasarım yaptıysan onu yayınlamaktan korkmayın. Behance’de  yayınlanan bir tasarımın telif hakkı bilgisi kısmına tıkladığınızda 3 madde yazıyor:

1- Bu tasarımı veya görseli paylaşabilirsin fakat tasarımcısının ismini vermek zorundasın. Bu tasarımcısının onu paylaşmanızı onaylandığı manasına gelmez.

2- Bu tasarımı üretemezsin ve ticaretini yapamazsın.

3- Bu tasarımın materyalini değiştirip veya karıştırıp üretemezsin.

(Tasarımcının açık izni olmadan)

Bağış sistemiyle çalışan bir sistem sizin haklarınızı koruyor. Benim tescilim falan yoktu. Tasarımım çalınsaydı sadece Behance’de yayınladığım tarihi göstererek hakkımı arayabilirdim. Çinli şirket de bu sayede bana parayı ödedi açıkçası.

M.A. : Tasarım süreçlerinizde kendi öz disiplininizi nasıl sağlıyorsunuz? Motivasyonunuz ne oluyor?

M.U. : Eğer birisi pes etmezse eninde sonunda karşılığını alır. Bunu bildiğim için aslında tasarım konusunda hiç bir zaman motivasyonumu kaybetmiyorum. Bu motivasyonla tasarımlar üretmeye çalışıyorum.

M.A. : Bir tasarımcı nasıl ulaşılabilir olur? Tasarımcılara tavsiyeleriniz neler?

M.U. : Sosyal medya ile tüm Dünya’ya ulaşabiliyorsun çok büyük bir fırsat. Tasarımları bilgisayarın içinde bir klasörde kalmasın. Yayınlasınlar. Sizinle oradan çok kolay bir şekilde iletişime geçebilirler.

M.A. : Tasarımcı olarak yaşadığınız sıkıntılar var mı? Bunlar neler?

M.U. : Sektöre yıllarını vermiş insanların bir kısmı kıskançlık yapıyor, bir kısmı ön yargı ile yaklaşıyor. Bir kısmı da profesyonellik körlüğü yaşıyor. 25 yaşındayım, öğrencilik yıllarımdan beri tecrübeli insanlara bir şeyler anlatmaya çalıştığımda yaşımdan dolayı ‘yapamazsın, o öyle olmaz’ bakışlarını, davranışlarını görüyorum. Kimisi de kıskandığı için çıkardığın sonuç ne kadar iyi olursa olsun takdir etmek istemiyor. Ağzından çıkmıyor kelimeler. Tamamı için söylemiyorum bunları. Mesela bir kaç örnek verecek olursam şişe tasarımını bitirdiğimde bu meslekte tecrübeli birine gösterdim ve şu yorumları aldım. ‘Oğlum bunların hepsi neden havada uçuyor? Koysana bakalım tezgahta nasıl duruyor elle ilişkisi nasıl? Böyle sunum mu olur hepsi aynı bir tek rengini değiştirmişsin okulda öğretmiyorlar mı bunları?’

Başka sektör tecrübesi olan birisi: ‘Bu ayakta durmaz’ dedi.

Çok büyük bir firmanın tasarım departmanda yetkili bir isme tasarımımı gösterdim ve aldığım cevap şu: ‘Biz bunu stajerimizle üretmeye çalışıyoruz da olmuyor.’

Tasarım için fiyat sorduklarında sektör tecrübesi olan birine şu fiyatı söylemeyi düşünüyorum dediğimde bana verdiği cevap ise:

‘O bir öğrenci işi, o fiyat ne öyle ya, o fiyatı biz veremiyoruz. Seninki havada bir proje, teknik detayları yok hiçbir şeyi yok. Tescilin yok hiç bir şeyin yok sen baya uçmuşsun. Sen şu fiyatı söyle bence, ki Çinlilerin onu da vereceklerini sanmıyorum. O bile fazla aslında…’ daha neler neler. Bana önerdiği fiyatın yaklaşık 11 katına sattım diyebilirim bu arada. Yaşadığım en büyük sıkıntı; tecrübeli meslektaşlarımın bazılarının beni baskılamaya çalışması.

M.A. : Siz tasarımlarınızda hangi programları kullanıyorsunuz? Tasarım öğrencilerine tavsiyeleriniz neler?

M.U. : Orta seviyenin üstünde kullanabildiğim programlar: Rhinoceros, 3Ds Max, Corona Renderer, Keyshot ve Photoshop. Tasarım öğrencilerine tavsiyem; bir şeyler üretsinler.Karşılığı belki 10, belki 20 yıl sonra gelir. Göreceli bir işle uğraştığımızı unutmasınlar. Olumsuz yorumlar canınızı sıkmasın. Motivasyon olması için söyleyeyim; yaklaşık 10 tane tasarım yarışmasını kazanamadım. Ama şişe tasarımımı satarak 10 yarışmada 1. olsaydım kazanabileceğim paradan daha fazlasını kazandım. Onu geçtim üretilecek ve bütün marketlerde reyonda olacak. Eğer yarışmaları kaybettiğimde motivasyonumu da kaybetseydim hiç bir şey olmazdı.

M.A. : Son olarak Türkiye’de tasarım ve tasarımcıları ve de tasarım sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Tavsiyeleriniz var mı?

M.U. : Tasarıma verilen önem ve harcanan para konusunda Amerika – Asya ülkeleri ve Avrupa ülkelerinin baya bir gerisindeyiz. İnşallah zamanla öne geçeriz. Çok yetenekli tasarımcılarımız var.

 

Muhammet Uzuntaş’ı tebrik eder, söyleşisi için teşekkür ederiz.

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.